RAHMAN VE RAHİM OLAN RABBİMİZİ GÖRMEK, İSTER MİSİNİZ? (1)
<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kablolu TV'DE Sinema Aksiyon'da KOR adlı yeni bir bilim kurgu filmi seyrettim. Hem dehşet aldım hem de her zaman şükrettiğim gibi tekrar büyük bir heyecan ve lezzetle şükrettim. Mümin, Müslüman olduğuma çok ama çok sevindim.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya Eyaletinin kuzeyinde San Francisco adeta tuz- buz oluyor, çelik köprüler eriyiveriyor! Apartmanlar bükülüyor, adeta sıvılaşıp yere doğru akıyor. Otomobiller, otobüsler, trenler ve raylar sıvılaşıyor çöküyor. İnsanlar dehşetle kaçışırken yollarda ölüyor. Saklanmak için girdikleri bodrumlar sığınaklar da çöküp her yer büzüşüp çöküyor.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Nobel armağanlı bütün İlim adamları toplanıyor, olayı çözmeye çalışıyor, çareler düşünüyor! Bir kısmı da Devlet Reisine, Pentagon görevlilerine neler olduğunu ve yapılması gerekenleri heyecan ve aceleyle anlatmaya çalışıyorlar. En tehlikeli Bilgisayar Kurtları hackerler (Heykırlar) bu toplantılara çağrılıyor. Dünyamızın kilometrelerce içinde, merkezindeki Magmanın iç-dış Çekirdeklerindeki değişimden dem vuruyorlar.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Sıvı halde bulunan, yarıçapı 1 200 km ve Aydan 30 küçük büyüklükte olan Çekirdek, önceleri 2 000 C derece ısıda denir iken; 1990'larda 4 300-5 200 C dereceye kadar tespitler yapılmış. Şimdilerde ise Güneş'in isısından 500 C derece kadar düşük olarak 6 000 C dereceden bahsediliyor ki çok, ama çok sıcak! Bir kanaat vermek için mesela saf Demir normalde 1 500 C derecede erirken, Magma'nın çekirdeğinde oradaki yoğunluk sebebiyle olsa gerek 6 000 C derecede erime noktasına geliyormuş. 27 Nisan 2013 tarihli BBC NEWS/ TÜRKÇE' YE göre de Merkezde kristalleşmiş Demirin dışında, sıvılaşmış bir ortam hâkim imiş. Ve bu konuda artık ilim adamları hem fikir olmuşlar.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> İşe bu sıvı çekirdeğin dünyanın merkezindeki dönüşü durunca manyetik kalkan oluşmadığından onun vazifesi yapılamıyor, diye bir sonuca ulaşıyorlar! Yıllarca çöllere terk edilen ilim adamlarının çok ileri teknolojilerle ürettiği büyük tesirli patlayıcılar ve yüksek sertlikteki yer altında bile ilerleyebilecek füzelerle o SIVI çekirdeğe ulaşıp, yeniden uygun şekilde harekete geçirip, dönmesini sağlamak çok yüksek çabaları gerektiriyor. Bütün bunlar ilginç bir film halinde sunuyorlar.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Yani sadece Dünyanın Magma'sındaki Dış Çekirdeğin sıvı halindeki kısmın döndürülürken meydana getirilen(!) Manyetik Alanın kalkması, dünyamızı perişan edip, hayatı sonlandırabiliyor. Ben hemen R.Nurun Sözler Mecmuasındaki 33. Sözden şu metni hatırladım:</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> "GÜNEŞ de kendisine tayin edilmiş bir yere doğru akıp gider. Bu, Kudreti her şeye galip olan İlmi her kuşatan ALLAH'IN takdiridir.” Yäsin, 38</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">"Şu kâinatın lâmbası olan Güneş, Kâinat Sâni'inin vücuduna ve vahdaniyetine güneş gibi parlak ve nurani bir penceredir. Evet, manzume-i şemsiye (Güneş Sistemi) denilen küremizle beraber on iki seyyare (Kur’ana göre on iki Gezegen var!); cirmleri küçüklük-büyüklük itibariyle pekçok muhtelif ve mevkileri uzaklık-yakınlık noktasında pekçok mütefavit(farklı) ve sür'at-i hareketleri çok mütenevvi' olduğu halde kemal-i intizam ve hikmet ile ve kemal-i mizan ile ve bir sâniye kadar şaşırmayarak hareketleri ve deveranları ve Güneş ile, Cazibe Kanunu (Kütle ve dönüşten meydana gelen Çekim Gücü) tabir edilen bir kanun-u İlahî ile bağlanmaları, yani onlar imamlarına iktidaları; büyük bir mikyasta Azamet-i İlahiyeyi ve Vahdaniyet-i Rabbaniyeyi gösterir. Çünki o camid (cansız) cirmleri, o şuursuz büyük kütleleri, nihayet derecede intizam ve mizan-ı hikmet (Faydalılık ölçüsü) içinde muhtelif şekillerde ve muhtelif mesafelerde ve muhtelif hareketlerde döndürmek, istihdam etmek (görevlendirmek), ne derece bir kudreti ve bir hikmeti isbat ettiğini kıyas et. Bu büyük ve ağır işe zerre mikdar tesadüf karışsa, öyle bir patlayış verecek ki, kâinatı dağıtacak. Çünki bir dakika, tesadüf birisini tevkif etse, mihverinden çıkmasına sebebiyet verir, başkaları ile müsademe etmesine (çarpışması) yol açar. Küre-i Arzdan bin defa büyük cirmlerle müsademenin ne derece dehşetli olduğunu kıyas edebilirsin...</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Ey kozmoğrafyacı efendi! Hangi tesadüf bu işlere karışabilir? Hangi esbabın eli buna ulaşabilir? Hangi kuvvet buna yanaşabilir? Haydi sen söyle. Hiç böyle bir Sultan-t Zülcelal, aczini gösterip mülküne başkasını karıştırır mı? Bahusus kâinatın meyvesi, neticesi, gayesi, hülâsası olan zîhayatları, başka ellere verir mi? Başkasını müdahale ettirir mi? Bahusus o meyvelerin en câmii ve o neticelerin en mükemmeli ve zeminin halifesi ve o sultanın âyinedar bir misafiri olan insanları başıboş bırakır mı? Ve onları tabiata ve tesadüfe havale edip haşmet-i saltanatını hiçe indirir mi, kemal-i hikmetini sukût ettirir mi?... "</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Uzayın sonu, bizden 13 milyar ışık yılı ötede diyorlar! (Bir ışık yılı, yaklaşık 10 trilyon km mesafedir.) Hürriyetin haberine göre Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) Spitzer Teleskopu ilk defa Güneş Sistemi dışındaki uzaklıkta bulunan "55 Cancri e" adlı Gezegenin gündüz tarafında 2 426 C derecede bir sıcaklık olduğunu tespit etti. Atmosfer yok denecek kadar olan bu gezegende, lav nehirleri, magma gölleri muhtemeldir, diyorlar... Yani Dünya dışındaki gezegenlerin hiç birinde şimdiye kadar hayat emaresi bulunamadı.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Güneş Sistemimizi incelersek: </span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Gezegenlerin hepsinin elips şeklinde yörüngeleri var. Acaba anlaşarak mi böyle yaptılar, yoksa müthis bir Güç, sınırsız bir İlim ve her şeyi emrine musahhar eden bir İrade mi hükmederek bunlar oluyor.?</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Bazılarının farklı hıza rağmen yorüngeleri kesisiyormuş. Ama asırlardır asla çarpışmıyorlar. Bunlar çok mu merhametliler, yoksa Rahman ve Rahim bir Zat mi saniyelere kadar hesaplayıp onlara yol veriyor, asırlarca ádiláne idare edip o taş, ateş veya gaz parçalarını yönetiyor, çarptırmıyor.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Hepsi, hem kendi etraflarında hem de batiıdan doğuya güneş etrafinda dönerler. -Venüs hariç!- Venüs isyan gücüne mi sahip acaba? Yoksa hepsini ayni yönde, saat akrebinin tersine çeviren güç ve irade, “istersem tersine de muktedirim. Gücüm ona da yeter...” diye mutlak hâkimiyetine ait bir başka işaret mi veriyor?</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Dünya'nın 1, Mars ve Neptün'ün 2, Uranüs'ün 6, Satürn 10. Jūpiterin 12 uydusu varken (lim adamları, bu uydu sayılarının çok daha fazlasının olduğunu da iddia ediyorlar); Merkür ve Venüs'ün Samanyolu Galaksimizde 200-250 milyar Yıldız Sistemi varmış. Bu şekilde 200-250 milyar Galaksinin olduğunu iddia ediyor ilim! Bir de galaksilerdeki milyarlarca Yldız Sistemlerinin 8-10 Gezegeni; Gezegenlerdeki 8-10 uyduyu belli ve yüksek sürat ve yörüngelerini değiştirmeden, dönmede lazım olacak enerjilerini tüketmeden, birbirine çarptırmadan döndürmenin, lim ve Kudretini KİME NEYE verebilirsiniz. Sadece Dünyamız 108.000 çılgın hızları, büyük kütleleri, harcanan enerjileri hesaplamaya çalışın. Bir defa Avrupa'da seminer için beni götüren bir otomobilde 325 km hızla gittiğimizi fark ettiğimde, nefesim kesildi, kalbim duruyordu. Ben KOR fiminde Dünyamızı, Sistemimizi hatırlayınca hayret ve coşkuyla secdeye kapanarak bunları yapan Zata şükrettim. Ve ancak böyle bir ilim, Kudret ve iradeye sahip O'na kulluk yapabilirim! (Devamı var)</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Halil KÖPRÜCÜOĞLU</span></p>
Ekleme
Tarihi: 11 Ağustos 2020 - Salı
RAHMAN VE RAHİM OLAN RABBİMİZİ GÖRMEK, İSTER MİSİNİZ? (1)
<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kablolu TV'DE Sinema Aksiyon'da KOR adlı yeni bir bilim kurgu filmi seyrettim. Hem dehşet aldım hem de her zaman şükrettiğim gibi tekrar büyük bir heyecan ve lezzetle şükrettim. Mümin, Müslüman olduğuma çok ama çok sevindim.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya Eyaletinin kuzeyinde San Francisco adeta tuz- buz oluyor, çelik köprüler eriyiveriyor! Apartmanlar bükülüyor, adeta sıvılaşıp yere doğru akıyor. Otomobiller, otobüsler, trenler ve raylar sıvılaşıyor çöküyor. İnsanlar dehşetle kaçışırken yollarda ölüyor. Saklanmak için girdikleri bodrumlar sığınaklar da çöküp her yer büzüşüp çöküyor.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Nobel armağanlı bütün İlim adamları toplanıyor, olayı çözmeye çalışıyor, çareler düşünüyor! Bir kısmı da Devlet Reisine, Pentagon görevlilerine neler olduğunu ve yapılması gerekenleri heyecan ve aceleyle anlatmaya çalışıyorlar. En tehlikeli Bilgisayar Kurtları hackerler (Heykırlar) bu toplantılara çağrılıyor. Dünyamızın kilometrelerce içinde, merkezindeki Magmanın iç-dış Çekirdeklerindeki değişimden dem vuruyorlar.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Sıvı halde bulunan, yarıçapı 1 200 km ve Aydan 30 küçük büyüklükte olan Çekirdek, önceleri 2 000 C derece ısıda denir iken; 1990'larda 4 300-5 200 C dereceye kadar tespitler yapılmış. Şimdilerde ise Güneş'in isısından 500 C derece kadar düşük olarak 6 000 C dereceden bahsediliyor ki çok, ama çok sıcak! Bir kanaat vermek için mesela saf Demir normalde 1 500 C derecede erirken, Magma'nın çekirdeğinde oradaki yoğunluk sebebiyle olsa gerek 6 000 C derecede erime noktasına geliyormuş. 27 Nisan 2013 tarihli BBC NEWS/ TÜRKÇE' YE göre de Merkezde kristalleşmiş Demirin dışında, sıvılaşmış bir ortam hâkim imiş. Ve bu konuda artık ilim adamları hem fikir olmuşlar.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> İşe bu sıvı çekirdeğin dünyanın merkezindeki dönüşü durunca manyetik kalkan oluşmadığından onun vazifesi yapılamıyor, diye bir sonuca ulaşıyorlar! Yıllarca çöllere terk edilen ilim adamlarının çok ileri teknolojilerle ürettiği büyük tesirli patlayıcılar ve yüksek sertlikteki yer altında bile ilerleyebilecek füzelerle o SIVI çekirdeğe ulaşıp, yeniden uygun şekilde harekete geçirip, dönmesini sağlamak çok yüksek çabaları gerektiriyor. Bütün bunlar ilginç bir film halinde sunuyorlar.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Yani sadece Dünyanın Magma'sındaki Dış Çekirdeğin sıvı halindeki kısmın döndürülürken meydana getirilen(!) Manyetik Alanın kalkması, dünyamızı perişan edip, hayatı sonlandırabiliyor. Ben hemen R.Nurun Sözler Mecmuasındaki 33. Sözden şu metni hatırladım:</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> "GÜNEŞ de kendisine tayin edilmiş bir yere doğru akıp gider. Bu, Kudreti her şeye galip olan İlmi her kuşatan ALLAH'IN takdiridir.” Yäsin, 38</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">"Şu kâinatın lâmbası olan Güneş, Kâinat Sâni'inin vücuduna ve vahdaniyetine güneş gibi parlak ve nurani bir penceredir. Evet, manzume-i şemsiye (Güneş Sistemi) denilen küremizle beraber on iki seyyare (Kur’ana göre on iki Gezegen var!); cirmleri küçüklük-büyüklük itibariyle pekçok muhtelif ve mevkileri uzaklık-yakınlık noktasında pekçok mütefavit(farklı) ve sür'at-i hareketleri çok mütenevvi' olduğu halde kemal-i intizam ve hikmet ile ve kemal-i mizan ile ve bir sâniye kadar şaşırmayarak hareketleri ve deveranları ve Güneş ile, Cazibe Kanunu (Kütle ve dönüşten meydana gelen Çekim Gücü) tabir edilen bir kanun-u İlahî ile bağlanmaları, yani onlar imamlarına iktidaları; büyük bir mikyasta Azamet-i İlahiyeyi ve Vahdaniyet-i Rabbaniyeyi gösterir. Çünki o camid (cansız) cirmleri, o şuursuz büyük kütleleri, nihayet derecede intizam ve mizan-ı hikmet (Faydalılık ölçüsü) içinde muhtelif şekillerde ve muhtelif mesafelerde ve muhtelif hareketlerde döndürmek, istihdam etmek (görevlendirmek), ne derece bir kudreti ve bir hikmeti isbat ettiğini kıyas et. Bu büyük ve ağır işe zerre mikdar tesadüf karışsa, öyle bir patlayış verecek ki, kâinatı dağıtacak. Çünki bir dakika, tesadüf birisini tevkif etse, mihverinden çıkmasına sebebiyet verir, başkaları ile müsademe etmesine (çarpışması) yol açar. Küre-i Arzdan bin defa büyük cirmlerle müsademenin ne derece dehşetli olduğunu kıyas edebilirsin...</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Ey kozmoğrafyacı efendi! Hangi tesadüf bu işlere karışabilir? Hangi esbabın eli buna ulaşabilir? Hangi kuvvet buna yanaşabilir? Haydi sen söyle. Hiç böyle bir Sultan-t Zülcelal, aczini gösterip mülküne başkasını karıştırır mı? Bahusus kâinatın meyvesi, neticesi, gayesi, hülâsası olan zîhayatları, başka ellere verir mi? Başkasını müdahale ettirir mi? Bahusus o meyvelerin en câmii ve o neticelerin en mükemmeli ve zeminin halifesi ve o sultanın âyinedar bir misafiri olan insanları başıboş bırakır mı? Ve onları tabiata ve tesadüfe havale edip haşmet-i saltanatını hiçe indirir mi, kemal-i hikmetini sukût ettirir mi?... "</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Uzayın sonu, bizden 13 milyar ışık yılı ötede diyorlar! (Bir ışık yılı, yaklaşık 10 trilyon km mesafedir.) Hürriyetin haberine göre Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) Spitzer Teleskopu ilk defa Güneş Sistemi dışındaki uzaklıkta bulunan "55 Cancri e" adlı Gezegenin gündüz tarafında 2 426 C derecede bir sıcaklık olduğunu tespit etti. Atmosfer yok denecek kadar olan bu gezegende, lav nehirleri, magma gölleri muhtemeldir, diyorlar... Yani Dünya dışındaki gezegenlerin hiç birinde şimdiye kadar hayat emaresi bulunamadı.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Güneş Sistemimizi incelersek: </span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Gezegenlerin hepsinin elips şeklinde yörüngeleri var. Acaba anlaşarak mi böyle yaptılar, yoksa müthis bir Güç, sınırsız bir İlim ve her şeyi emrine musahhar eden bir İrade mi hükmederek bunlar oluyor.?</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Bazılarının farklı hıza rağmen yorüngeleri kesisiyormuş. Ama asırlardır asla çarpışmıyorlar. Bunlar çok mu merhametliler, yoksa Rahman ve Rahim bir Zat mi saniyelere kadar hesaplayıp onlara yol veriyor, asırlarca ádiláne idare edip o taş, ateş veya gaz parçalarını yönetiyor, çarptırmıyor.</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Hepsi, hem kendi etraflarında hem de batiıdan doğuya güneş etrafinda dönerler. -Venüs hariç!- Venüs isyan gücüne mi sahip acaba? Yoksa hepsini ayni yönde, saat akrebinin tersine çeviren güç ve irade, “istersem tersine de muktedirim. Gücüm ona da yeter...” diye mutlak hâkimiyetine ait bir başka işaret mi veriyor?</span><br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small"> Dünya'nın 1, Mars ve Neptün'ün 2, Uranüs'ün 6, Satürn 10. Jūpiterin 12 uydusu varken (lim adamları, bu uydu sayılarının çok daha fazlasının olduğunu da iddia ediyorlar); Merkür ve Venüs'ün Samanyolu Galaksimizde 200-250 milyar Yıldız Sistemi varmış. Bu şekilde 200-250 milyar Galaksinin olduğunu iddia ediyor ilim! Bir de galaksilerdeki milyarlarca Yldız Sistemlerinin 8-10 Gezegeni; Gezegenlerdeki 8-10 uyduyu belli ve yüksek sürat ve yörüngelerini değiştirmeden, dönmede lazım olacak enerjilerini tüketmeden, birbirine çarptırmadan döndürmenin, lim ve Kudretini KİME NEYE verebilirsiniz. Sadece Dünyamız 108.000 çılgın hızları, büyük kütleleri, harcanan enerjileri hesaplamaya çalışın. Bir defa Avrupa'da seminer için beni götüren bir otomobilde 325 km hızla gittiğimizi fark ettiğimde, nefesim kesildi, kalbim duruyordu. Ben KOR fiminde Dünyamızı, Sistemimizi hatırlayınca hayret ve coşkuyla secdeye kapanarak bunları yapan Zata şükrettim. Ve ancak böyle bir ilim, Kudret ve iradeye sahip O'na kulluk yapabilirim! (Devamı var)</span><br />
<br />
<span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Halil KÖPRÜCÜOĞLU</span></p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.