Mehmet MEMDOĞLU
Köşe Yazarı
Mehmet MEMDOĞLU
 

Barışı Beklerken, Savaş ile Yüzleşmek!

<p>Bir yılı daha geride bıraktık. Bir vatandaşı olarak, 2015 yılı i&ccedil;erisinde i&ccedil; huzurunu temin etmiş bir T&uuml;rkiye hayal ederken, maalesef bir kez daha silah, &ccedil;atışma, kan ve g&ouml;zyaşı ile y&uuml;z y&uuml;ze kaldık.&nbsp; Peki bug&uuml;ne nasıl geldik?</p> <p>&nbsp;</p> <p>Ge&ccedil;tiğimiz yılın ocak ayından itibaren KCK, Suriye yapılanması PYD&rsquo;nin Suriye&rsquo;deki otorite boşluğundan yararlanarak Rojava&rsquo;da hayata ge&ccedil;irdiği kantonlara (bir başka ifadeyle demokratik &ouml;zerklik) benzer oluşumların inşasından vazge&ccedil;mediler.</p> <p>&nbsp;</p> <p>PKK-KCK, bu denemeyi gen&ccedil;lik yapılanması olan YDG-H &uuml;zerinden hayata ge&ccedil;irmeye &ccedil;alıştı. Zamana ve zemine g&ouml;re hareket eden YDG-H, Kandil tarafından pilot b&ouml;lgeler olarak se&ccedil;ilen Lice, Y&uuml;ksekova ve Cizre&rsquo;de &ldquo;demokratik &ouml;zerklik&rdquo; hedefini fiiliyata ge&ccedil;irmeye yeltendi. (<a href="http://mehmetmemdoglu.blogspot.com.tr/2015/01/cizrede-ne-olduoluyor.html">http://mehmetmemdoglu.blogspot.com.tr/2015/01/cizrede-ne-olduoluyor.html</a>)</p> <p>&nbsp;</p> <p>T&uuml;rkiye&rsquo;nin bir kez daha se&ccedil;im atmosferine girdiği 2015 Şubat&rsquo;ında, HDP&rsquo;nin se&ccedil;imlere parti olarak gireceğini a&ccedil;ıklamasından sonra,&nbsp; 68 kuşağının eski ve hızlı solcuları ile kendilerini sosyal demokrat olarak ifade eden &ccedil;ok sayıda siyaset&ccedil;i ve gazeteci, bir anda HDP ve Selahattin Demirtaş hayranı kesilmeye başladılar. HDP ve Demirtaş hakkında g&uuml;zellemeler d&uuml;zmekten geri kalmayan bu kesimin HDP hayranlıklarının mihenk noktası ise AK Parti d&uuml;şmanlığıydı. HDP ise hi&ccedil;bir zaman &Ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml;n bir muhatabı olmadı/olamadı.&nbsp; HDP, se&ccedil;ime parti olarak katılacağını a&ccedil;ıkladıktan sonra, TBMM&rsquo;de g&ouml;r&uuml;ş&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; andan itibaren <em>İ&ccedil; G&uuml;venlik Paketi&rsquo;ne y&ouml;nelik sert bir muhalefet sergiledi ve &ldquo;&Ccedil;&ouml;z&uuml;m S&uuml;reci&rdquo;nin geleceğini İ&ccedil; G&uuml;venlik Paketi ile ilişkilendirerek, ta o zamanlar toplumun zihninde soru işaretleri oluşturmaya başladı. </em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>28 Şubat 2015 g&uuml;n&uuml; toplanan ve literat&uuml;re &ldquo;Dolmabah&ccedil;e Mutabakatı&rdquo; olarak giren, h&uuml;k&uuml;met adına Başbakan Yardımcısı Yal&ccedil;ın Akdoğan ve İ&ccedil;işleri Bakanı Efkan Ala, AK Parti adına Grup Başkan Vekili Mahir &Uuml;nal,&nbsp; HDP adına Sırrı S&uuml;reyya &Ouml;nder, İdris Baluken ve Pervin Buldan&rsquo;ın bulunduğu,&nbsp; i&ccedil;eriğinde; PKK&rsquo;ya &ldquo;silahsızlanma kongresini toplama&rdquo; &ccedil;ağrısı, h&uuml;k&uuml;mete ise 10 maddelik bir demokratikleşme paketi &ouml;devinin yer aldığı tarihi metin 1 Mart 2015 g&uuml;n&uuml; kamuoyuna a&ccedil;ıklandı. </em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>Tam da &ldquo;kırk yıllık kan, acı ve g&ouml;zyaşı bitiyor, T&uuml;rkiye kendi yarasını tedavi ediyor derken,&nbsp; &ldquo;eyvah K&uuml;rtler silahlı m&uuml;cadeleden vazge&ccedil;iyor&rdquo; diyen, bir kesim aydın ve yazar (!) tabakası feveran etmeye başladı. Ardından HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş </em><em>&quot;H&uuml;k&uuml;met y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml; politikayla, zerre kadar umut vermiyor, barışa yaklaşmıyor&quot;</em><em> diyerek, toplantıyı ve mutabakatı itibarsızlaştırdı. HDP tabanı ise -&ouml;zellikle b&ouml;lge illerinde- Kandil&rsquo;in &ldquo;silahı bir g&uuml;&ccedil; olarak&rdquo; dayatma girişimlerine prim vererek, PKK&rsquo;nın gen&ccedil;lik yapılanması YDG-H&rsquo;nin kamu d&uuml;zenini zaafa uğratacak faaliyetlerine g&ouml;z yumarak; PKK&rsquo;nın şehir merkezlerini silah depolarına &ccedil;evirmesine zemin hazırladı.&nbsp;&nbsp; </em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>Olan biteni anlamaya &ccedil;alışan T&uuml;rkiye kamuoyu, bu kez de (15 Mart 2015) T&uuml;rkiye&rsquo;nin halk tarafından se&ccedil;ilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan&rsquo;ın, </em><em>&ldquo;Buralarda bizim ter&ouml;rle m&uuml;cadelede neler kaybettiğimiz belli. Eğer biz bu kayıplara uğramamış olsaydık, bug&uuml;n &ccedil;ok &ccedil;ok farklı yerde olacaktır. Şimdi varsa bakıyorsun; K&uuml;rt sorunu. Kardeşim ne K&uuml;rt sorunu ya. Artık b&ouml;yle bir şey yok&rdquo;</em><em> a&ccedil;ıklamasıyla karşılaştı. </em>Devlet ricalı tarafından &ldquo;K&uuml;rt Sorunu&rdquo;na ilişkin birbiriyle &ouml;rt&uuml;şmeyen ve birbiriyle &ccedil;elişen a&ccedil;ıklamalar, b&ouml;lge insanı &uuml;zerinde olumsuz bir algı sebebiyet verdi ve karamsar bir tablo oluşturdu.</p> <p>11 Nisan 2015 tarihinde Ağrı-Diyadin&rsquo;deki vuku bulan ve alenen provokasyon olduğu belli olan &ccedil;atışma sonrası T&uuml;rkiye&rsquo;ye barışı getireceği &uuml;mit edilen&nbsp; &ldquo;&Ccedil;&ouml;z&uuml;m S&uuml;reci&rdquo;nin &nbsp;-adına ne denirse densin- paketlenerek &ouml;nce askıya alınmasına, sonrasında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan&rsquo;ın ifadesiyle buzdolabına konulmasına neden oldu. Oysaki T&uuml;rkiye&rsquo;nin i&ccedil; barışı, ucuz siyasi hesaplara, kişisel &ccedil;ekişmelere kurban edilemeyecek kadar kıymetliydi.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Ve 7 Haziran se&ccedil;imi sonrası -13 yıl sonra- yeniden koalisyon h&uuml;k&uuml;metleriyle anılmaya başlandığı, siyasi istikrarsızlığın habercisi g&uuml;nler ile karşı karşıya kalan bir T&uuml;rkiye...</p> <p>&nbsp;</p> <p>7 Haziran se&ccedil;imi &ouml;ncesinde askıya alınan &ldquo;&Ccedil;&ouml;z&uuml;m S&uuml;reci&rdquo;,&nbsp; KCK&rsquo;nın 11 Temmuz&rsquo;da &ldquo;&ccedil;atışmasızlığın sona erdiğini&rdquo; a&ccedil;ıklamasıyla son buldu. 20 Temmuz&rsquo;da Şanlıurfa&rsquo;nın Suru&ccedil; il&ccedil;esinde sivilleri hedef alan; 31 insanın &ouml;ld&uuml;ğ&uuml;, 100&rsquo;den fazlasının yaralandığı bombalı saldırıyı devlet ile bağdaştıran PKK&rsquo;nın, &nbsp;22 Temmuz&rsquo;da Ceylanpınar&rsquo;da evlerinde uyurlarken şehit ettiği iki polis memurunun ardından yeniden başlayan &ccedil;atışmalar...</p> <p>&nbsp;</p> <p>Sonrasında Halil Berktay&rsquo;ın, <strong><em>&ldquo;PKK&rsquo;ye g&ouml;re &lsquo;&ouml;zy&ouml;netim&rsquo; eski Stalinist-Maoist perspektiflerinde &lsquo;proletarya diktat&ouml;rl&uuml;ğ&uuml;&rsquo; ya da onun biraz d&ouml;n&uuml;ş&uuml;me t&acirc;bi tutulmuş versiyonu olarak &lsquo;demokratik halk iktidarı&rsquo; kuram ve kavramlarının olduğu yere yapıştırılmış bir etikettir&rdquo;</em></strong> dediği, PKK&rsquo;nın K&uuml;rtleri hendeklere g&ouml;md&uuml;ğ&uuml; yeni strateji sonrası, şehir merkezlerine indirgediği &ccedil;atışmalar ve bu &ccedil;atışmalardan ka&ccedil;arak evlerini terk eden on binlerce &nbsp;masum, zavallı halk.</p> <p>&nbsp;</p> <p>PKK &ldquo;&ouml;zerklik&rdquo; hedefine ulaşmak i&ccedil;in, &ccedil;&ouml;z&uuml;m s&uuml;recini sonlandırdı ve kırsal alandaki silahlı faaliyetlerini sokak aralarına indirgeyerek hendek savaşlarından medet umdu. HDP ise kendi iradesini PKK&rsquo;ya teslim ederek &ldquo;&ouml;zy&ouml;netim ve hendek&rdquo; sarmalına kapıldı. <em>&ldquo;K&uuml;rtlerin mutlaka şu veya bu şekilde siyasi stat&uuml;s&uuml; olmalı. Bunun da ismi devlettir. Bu devletin i&ccedil;inin nasıl doldurulacağı ideolojik bir meseledir&rdquo;</em> diyerek, hem y&uuml;z&uuml;ndeki maskeyi &ccedil;ıkarmış, hem de &ldquo;HDP Kandil&rsquo;in TBMM&rsquo;deki uzantısıdır&rdquo; iddialarını meşrulaştıran, sivil siyaseti PKK&rsquo;ya peşkeş &ccedil;eken HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş...</p> <p>&nbsp;</p> <p><em>&ldquo;K&uuml;rt halkının hukuki, siyasi ve stat&uuml; talebi kabul edilmediği i&ccedil;in K&uuml;rt halkı da kendi &ouml;z g&uuml;c&uuml;ne dayanan bir m&uuml;cadele s&uuml;recine girmiştir&rdquo;</em> ifadesiyle PKK&rsquo;nın hendek sa&ccedil;malığını siyasi stat&uuml; ile meşrulaştırmaya &ccedil;alışan DTK...</p> <p>&nbsp;</p> <p>Genel se&ccedil;imden ziyade, &ldquo;referandum&rdquo; niteliği taşıyan ve AK Parti&rsquo;nin bir kez daha tek başına iktidar olduğu 1 Kasım se&ccedil;imi sonrası, ter&ouml;rle m&uuml;cadele adına -zarureten- adı konulamayan derinlikli bir savaş ile karşı karşıya kalan T&uuml;rkiye...</p> <p>&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 03 Ocak 2016 - Pazar

Barışı Beklerken, Savaş ile Yüzleşmek!

<p>Bir yılı daha geride bıraktık. Bir vatandaşı olarak, 2015 yılı i&ccedil;erisinde i&ccedil; huzurunu temin etmiş bir T&uuml;rkiye hayal ederken, maalesef bir kez daha silah, &ccedil;atışma, kan ve g&ouml;zyaşı ile y&uuml;z y&uuml;ze kaldık.&nbsp; Peki bug&uuml;ne nasıl geldik?</p> <p>&nbsp;</p> <p>Ge&ccedil;tiğimiz yılın ocak ayından itibaren KCK, Suriye yapılanması PYD&rsquo;nin Suriye&rsquo;deki otorite boşluğundan yararlanarak Rojava&rsquo;da hayata ge&ccedil;irdiği kantonlara (bir başka ifadeyle demokratik &ouml;zerklik) benzer oluşumların inşasından vazge&ccedil;mediler.</p> <p>&nbsp;</p> <p>PKK-KCK, bu denemeyi gen&ccedil;lik yapılanması olan YDG-H &uuml;zerinden hayata ge&ccedil;irmeye &ccedil;alıştı. Zamana ve zemine g&ouml;re hareket eden YDG-H, Kandil tarafından pilot b&ouml;lgeler olarak se&ccedil;ilen Lice, Y&uuml;ksekova ve Cizre&rsquo;de &ldquo;demokratik &ouml;zerklik&rdquo; hedefini fiiliyata ge&ccedil;irmeye yeltendi. (<a href="http://mehmetmemdoglu.blogspot.com.tr/2015/01/cizrede-ne-olduoluyor.html">http://mehmetmemdoglu.blogspot.com.tr/2015/01/cizrede-ne-olduoluyor.html</a>)</p> <p>&nbsp;</p> <p>T&uuml;rkiye&rsquo;nin bir kez daha se&ccedil;im atmosferine girdiği 2015 Şubat&rsquo;ında, HDP&rsquo;nin se&ccedil;imlere parti olarak gireceğini a&ccedil;ıklamasından sonra,&nbsp; 68 kuşağının eski ve hızlı solcuları ile kendilerini sosyal demokrat olarak ifade eden &ccedil;ok sayıda siyaset&ccedil;i ve gazeteci, bir anda HDP ve Selahattin Demirtaş hayranı kesilmeye başladılar. HDP ve Demirtaş hakkında g&uuml;zellemeler d&uuml;zmekten geri kalmayan bu kesimin HDP hayranlıklarının mihenk noktası ise AK Parti d&uuml;şmanlığıydı. HDP ise hi&ccedil;bir zaman &Ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml;n bir muhatabı olmadı/olamadı.&nbsp; HDP, se&ccedil;ime parti olarak katılacağını a&ccedil;ıkladıktan sonra, TBMM&rsquo;de g&ouml;r&uuml;ş&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; andan itibaren <em>İ&ccedil; G&uuml;venlik Paketi&rsquo;ne y&ouml;nelik sert bir muhalefet sergiledi ve &ldquo;&Ccedil;&ouml;z&uuml;m S&uuml;reci&rdquo;nin geleceğini İ&ccedil; G&uuml;venlik Paketi ile ilişkilendirerek, ta o zamanlar toplumun zihninde soru işaretleri oluşturmaya başladı. </em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>28 Şubat 2015 g&uuml;n&uuml; toplanan ve literat&uuml;re &ldquo;Dolmabah&ccedil;e Mutabakatı&rdquo; olarak giren, h&uuml;k&uuml;met adına Başbakan Yardımcısı Yal&ccedil;ın Akdoğan ve İ&ccedil;işleri Bakanı Efkan Ala, AK Parti adına Grup Başkan Vekili Mahir &Uuml;nal,&nbsp; HDP adına Sırrı S&uuml;reyya &Ouml;nder, İdris Baluken ve Pervin Buldan&rsquo;ın bulunduğu,&nbsp; i&ccedil;eriğinde; PKK&rsquo;ya &ldquo;silahsızlanma kongresini toplama&rdquo; &ccedil;ağrısı, h&uuml;k&uuml;mete ise 10 maddelik bir demokratikleşme paketi &ouml;devinin yer aldığı tarihi metin 1 Mart 2015 g&uuml;n&uuml; kamuoyuna a&ccedil;ıklandı. </em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>Tam da &ldquo;kırk yıllık kan, acı ve g&ouml;zyaşı bitiyor, T&uuml;rkiye kendi yarasını tedavi ediyor derken,&nbsp; &ldquo;eyvah K&uuml;rtler silahlı m&uuml;cadeleden vazge&ccedil;iyor&rdquo; diyen, bir kesim aydın ve yazar (!) tabakası feveran etmeye başladı. Ardından HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş </em><em>&quot;H&uuml;k&uuml;met y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml; politikayla, zerre kadar umut vermiyor, barışa yaklaşmıyor&quot;</em><em> diyerek, toplantıyı ve mutabakatı itibarsızlaştırdı. HDP tabanı ise -&ouml;zellikle b&ouml;lge illerinde- Kandil&rsquo;in &ldquo;silahı bir g&uuml;&ccedil; olarak&rdquo; dayatma girişimlerine prim vererek, PKK&rsquo;nın gen&ccedil;lik yapılanması YDG-H&rsquo;nin kamu d&uuml;zenini zaafa uğratacak faaliyetlerine g&ouml;z yumarak; PKK&rsquo;nın şehir merkezlerini silah depolarına &ccedil;evirmesine zemin hazırladı.&nbsp;&nbsp; </em></p> <p>&nbsp;</p> <p><em>Olan biteni anlamaya &ccedil;alışan T&uuml;rkiye kamuoyu, bu kez de (15 Mart 2015) T&uuml;rkiye&rsquo;nin halk tarafından se&ccedil;ilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan&rsquo;ın, </em><em>&ldquo;Buralarda bizim ter&ouml;rle m&uuml;cadelede neler kaybettiğimiz belli. Eğer biz bu kayıplara uğramamış olsaydık, bug&uuml;n &ccedil;ok &ccedil;ok farklı yerde olacaktır. Şimdi varsa bakıyorsun; K&uuml;rt sorunu. Kardeşim ne K&uuml;rt sorunu ya. Artık b&ouml;yle bir şey yok&rdquo;</em><em> a&ccedil;ıklamasıyla karşılaştı. </em>Devlet ricalı tarafından &ldquo;K&uuml;rt Sorunu&rdquo;na ilişkin birbiriyle &ouml;rt&uuml;şmeyen ve birbiriyle &ccedil;elişen a&ccedil;ıklamalar, b&ouml;lge insanı &uuml;zerinde olumsuz bir algı sebebiyet verdi ve karamsar bir tablo oluşturdu.</p> <p>11 Nisan 2015 tarihinde Ağrı-Diyadin&rsquo;deki vuku bulan ve alenen provokasyon olduğu belli olan &ccedil;atışma sonrası T&uuml;rkiye&rsquo;ye barışı getireceği &uuml;mit edilen&nbsp; &ldquo;&Ccedil;&ouml;z&uuml;m S&uuml;reci&rdquo;nin &nbsp;-adına ne denirse densin- paketlenerek &ouml;nce askıya alınmasına, sonrasında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan&rsquo;ın ifadesiyle buzdolabına konulmasına neden oldu. Oysaki T&uuml;rkiye&rsquo;nin i&ccedil; barışı, ucuz siyasi hesaplara, kişisel &ccedil;ekişmelere kurban edilemeyecek kadar kıymetliydi.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Ve 7 Haziran se&ccedil;imi sonrası -13 yıl sonra- yeniden koalisyon h&uuml;k&uuml;metleriyle anılmaya başlandığı, siyasi istikrarsızlığın habercisi g&uuml;nler ile karşı karşıya kalan bir T&uuml;rkiye...</p> <p>&nbsp;</p> <p>7 Haziran se&ccedil;imi &ouml;ncesinde askıya alınan &ldquo;&Ccedil;&ouml;z&uuml;m S&uuml;reci&rdquo;,&nbsp; KCK&rsquo;nın 11 Temmuz&rsquo;da &ldquo;&ccedil;atışmasızlığın sona erdiğini&rdquo; a&ccedil;ıklamasıyla son buldu. 20 Temmuz&rsquo;da Şanlıurfa&rsquo;nın Suru&ccedil; il&ccedil;esinde sivilleri hedef alan; 31 insanın &ouml;ld&uuml;ğ&uuml;, 100&rsquo;den fazlasının yaralandığı bombalı saldırıyı devlet ile bağdaştıran PKK&rsquo;nın, &nbsp;22 Temmuz&rsquo;da Ceylanpınar&rsquo;da evlerinde uyurlarken şehit ettiği iki polis memurunun ardından yeniden başlayan &ccedil;atışmalar...</p> <p>&nbsp;</p> <p>Sonrasında Halil Berktay&rsquo;ın, <strong><em>&ldquo;PKK&rsquo;ye g&ouml;re &lsquo;&ouml;zy&ouml;netim&rsquo; eski Stalinist-Maoist perspektiflerinde &lsquo;proletarya diktat&ouml;rl&uuml;ğ&uuml;&rsquo; ya da onun biraz d&ouml;n&uuml;ş&uuml;me t&acirc;bi tutulmuş versiyonu olarak &lsquo;demokratik halk iktidarı&rsquo; kuram ve kavramlarının olduğu yere yapıştırılmış bir etikettir&rdquo;</em></strong> dediği, PKK&rsquo;nın K&uuml;rtleri hendeklere g&ouml;md&uuml;ğ&uuml; yeni strateji sonrası, şehir merkezlerine indirgediği &ccedil;atışmalar ve bu &ccedil;atışmalardan ka&ccedil;arak evlerini terk eden on binlerce &nbsp;masum, zavallı halk.</p> <p>&nbsp;</p> <p>PKK &ldquo;&ouml;zerklik&rdquo; hedefine ulaşmak i&ccedil;in, &ccedil;&ouml;z&uuml;m s&uuml;recini sonlandırdı ve kırsal alandaki silahlı faaliyetlerini sokak aralarına indirgeyerek hendek savaşlarından medet umdu. HDP ise kendi iradesini PKK&rsquo;ya teslim ederek &ldquo;&ouml;zy&ouml;netim ve hendek&rdquo; sarmalına kapıldı. <em>&ldquo;K&uuml;rtlerin mutlaka şu veya bu şekilde siyasi stat&uuml;s&uuml; olmalı. Bunun da ismi devlettir. Bu devletin i&ccedil;inin nasıl doldurulacağı ideolojik bir meseledir&rdquo;</em> diyerek, hem y&uuml;z&uuml;ndeki maskeyi &ccedil;ıkarmış, hem de &ldquo;HDP Kandil&rsquo;in TBMM&rsquo;deki uzantısıdır&rdquo; iddialarını meşrulaştıran, sivil siyaseti PKK&rsquo;ya peşkeş &ccedil;eken HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş...</p> <p>&nbsp;</p> <p><em>&ldquo;K&uuml;rt halkının hukuki, siyasi ve stat&uuml; talebi kabul edilmediği i&ccedil;in K&uuml;rt halkı da kendi &ouml;z g&uuml;c&uuml;ne dayanan bir m&uuml;cadele s&uuml;recine girmiştir&rdquo;</em> ifadesiyle PKK&rsquo;nın hendek sa&ccedil;malığını siyasi stat&uuml; ile meşrulaştırmaya &ccedil;alışan DTK...</p> <p>&nbsp;</p> <p>Genel se&ccedil;imden ziyade, &ldquo;referandum&rdquo; niteliği taşıyan ve AK Parti&rsquo;nin bir kez daha tek başına iktidar olduğu 1 Kasım se&ccedil;imi sonrası, ter&ouml;rle m&uuml;cadele adına -zarureten- adı konulamayan derinlikli bir savaş ile karşı karşıya kalan T&uuml;rkiye...</p> <p>&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.