Mehmet MEMDOĞLU
Köşe Yazarı
Mehmet MEMDOĞLU
 

Mehmet Akif ve Kavmiyetçilik

<p>Mehmet Akif Ersoy, sadece İstikl&acirc;l Marşı ve Safahat Şairi değildir. Kendisi aynı zamanda Yazar, M&uuml;tercim, İstanbul Dar&uuml;lf&uuml;nunu Edebiyat Fak&uuml;ltesi &Ouml;ğretim &Uuml;yesi, Birinci B&uuml;y&uuml;k Millet Meclisi Burdur Mebusu, Mill&icirc; M&uuml;cadele&rsquo;nin manevi lideri, Kahire &Uuml;niversitesi T&uuml;rk&ccedil;e Muallimi, yirmi yıllık baytar, b&uuml;y&uuml;k fikir, ahl&acirc;k ve dava adamıdır Mehmet Akif Ersoy.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Kendi ifadesiyle, milletini diğer milletlerden &uuml;st&uuml;n g&ouml;rme hastalığı olan &ldquo;fikr-i kavmiye&rdquo; ye hep karşı durmuştur Mehmet Akif. &nbsp;Dinde olmayan b&ouml;yle bir d&uuml;ş&uuml;nce, ona g&ouml;re de k&uuml;f&uuml;rd&uuml;r. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; İslam dini insanlar arasında ırk, soy, r&uuml;tbe, makam, sosyal sınıf gibi farkları g&ouml;zetmez. İslam&rsquo;a g&ouml;re Allah katında en değerli insan, O&rsquo;na kulluk ve takva bakımından en &uuml;st&uuml;n olandır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&ldquo;Mehmet Akif&rsquo;in en verimli şiir ve yayım faaliyetinin g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; d&ouml;nem, &nbsp;1908-1922 arası Osmanlı Devleti&rsquo;nin en buhranlı, siyas&icirc; istikrarsızlığın ve savaşların en yoğun olduğu bir d&ouml;nemdir. Aydınların bu buhranı aşmak i&ccedil;in g&ouml;sterdikleri gayretlerin &uuml;r&uuml;n&uuml; olan ve II. Meşrutiyet&rsquo;in ardından gelişme alanı bulan siyas&icirc; ve ideolojik akımlar arasında Akif, adına sonraları&nbsp;&lsquo;<a href="https://islamansiklopedisi.org.tr/islamcilik" target="_blank">İsl&acirc;mcılık</a>&rsquo;&nbsp;denilen cereyanın i&ccedil;inde yer almıştır. &Ccedil;ocukluğundan beri aile muhitinde, mekteplerde, arkadaş &ccedil;evresinde tam bir İsl&acirc;m k&uuml;lt&uuml;r&uuml;yle beslenmiş, inancı, ahl&acirc;kı ve yaşayışıyla İsl&acirc;m&rsquo;dan taviz vermemiş olan Mehmet Akif, İsl&acirc;m&rsquo;ın ruhuna aykırı olmamak şartıyla diğer fikir sahipleriyle iş birliği yapabilecek bir karakter g&ouml;stermiştir.&nbsp;Safahat&rsquo;ta &lsquo;kavmiyet&rsquo; ve &lsquo;<a href="https://islamansiklopedisi.org.tr/milliyetcilik" target="_blank">milliyet</a>&rsquo; kavramlarını birbirinden ayırmış, bunlardan &lsquo;<a href="https://islamansiklopedisi.org.tr/irkcilik" target="_blank">ırk&ccedil;ılık</a>&rsquo; manasını verdiği ilkine İsl&acirc;m&rsquo;a aykırı olduğu ve devletin par&ccedil;alanmasına sebebiyet vereceği i&ccedil;in karşı &ccedil;ıkmıştır. Mehmet Akif vatan toprağına, bayrağa, milletinin faziletlerine, diline, sanatına son derece bağlı bir insandır. S&uuml;leymaniye K&uuml;rs&uuml;s&uuml;ndeki vaizinde &lsquo;Kendi mahiyet-i ruhiyeniz olsun kılavuz&rsquo; derken, vurguladığı ruh&icirc; mahiyet, par&ccedil;anın b&uuml;t&uuml;n&uuml;ne g&ouml;re milletin manevi cevherinden başka bir şey değildir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Haksızlıklara tahamm&uuml;l edemeyen Akif, m&uuml;d&uuml;r&uuml;n&uuml;n haksız yere vazifesinden alınması &uuml;zerine 11 Mayıs 1913 tarihinde memuriyetten istifa etti. &nbsp;Bu yılın sonunda, İttihat ve Terakki&rsquo;nin merkez-i um&ucirc;m&icirc; &uuml;yesi olan, aynı zamanda şiir ve yazılarıyla İttihat&ccedil;ıların fikir babası sayılan&nbsp;<a href="https://islamansiklopedisi.org.tr/gokalp-ziya" target="_blank">Ziya G&ouml;kalp</a>&rsquo;in ileri s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; kavmiyet&ccedil;i d&uuml;ş&uuml;ncelere ve aynı merkeze bağlı yazar ve aydınların din karşıtı yayınlarına karşı &ccedil;ıkmasının h&uuml;k&uuml;met tarafından tasvip edilmediğinin bildirilmesi &uuml;zerine, İstanbul Dar&uuml;lf&uuml;nunu&rsquo;ndaki g&ouml;revinden de ayrılmak zorunda kaldı. &Ccedil;ıkarmakta olduğu&nbsp;Seb&icirc;l&uuml;rreş&acirc;d&nbsp;dergisi de aynı sebeplerle ittihat&ccedil;ı h&uuml;k&uuml;metler tarafından birka&ccedil; kere kapatılmıştır.&rdquo; 1</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Akif&#39;e G&ouml;re Milliyet&ccedil;ilik</strong></p> <p>&nbsp;</p> <p>&ldquo;Sıratım&uuml;stakim Dergisi mensupları aydınlar, Mehmet Akif ve arkadaşları, neşriyatlarının ilk yıllarında, T&uuml;rk&ccedil;&uuml;l&uuml;k, bir k&uuml;lt&uuml;r hareketi olarak M&uuml;sl&uuml;man T&uuml;rkleri uyandırmaya &ccedil;alışırken, onu pek tabi&icirc; olarak desteklemişlerdi. Sıratım&uuml;stakim &lsquo;T&uuml;rk İsl&acirc;m &Acirc;lemi&rsquo; genel başlığı altında, dış T&uuml;rklerden haberler veriyor, &lsquo;&Uuml;mmet-i T&uuml;rkiyye&rsquo; s&ouml;z&uuml;n&uuml; kullanıyor, &lsquo;T&uuml;rk birliği&rsquo; teklif eden mektupları yayınlıyordu. 1909&#39;da kurulan &#39;T&uuml;rk Derneği&rsquo;, dergiyi kendine yayın organı olarak tanıyor, Ahmet Mithat Efendi&#39;nin &lsquo;T&uuml;rkl&uuml;ğe D&acirc;ir&rsquo; konferansı ve benzerleri yayınlanıyordu.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&lsquo;T&uuml;rk&ccedil;&uuml;l&uuml;k&rsquo; hareketinin kısa bir zaman sonra siyasi bir şekle b&uuml;r&uuml;nmesi &uuml;zerine Akif ve arkadaşları, ona karşı &ccedil;ıkmışlardır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; b&ouml;yle bir cereyanı, İsl&acirc;miyet&#39;e aykırı bulmakla beraber, Osmanlı vatanında bulunan M&uuml;sl&uuml;man fakat gayri T&uuml;rk unsurların ayrılmasına sebep olacağı i&ccedil;in tehlikeli de g&ouml;rmekte idiler. Akif&rsquo;in Safahat&rsquo;ta bulunan ırk&ccedil;ılık aleyhtarı şiirlerinin yazılışı sebebi de budur.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&hellip;Ey cemaat, uyanın, elverir artık uyku!</p> <p>Yok mu sizlerde vatan namına hi&ccedil;bir duygu?</p> <p>D&uuml;şmeden pen&ccedil;esinin altına istikbalin,</p> <p>Biliniz kadrini h&uuml;rriyetin, istiklalin.</p> <p>S&ouml;yletip başka memalikteki mahk&ucirc;mani...</p> <p>H&acirc;kimiyet ne imiş, &ouml;ğreniniz kıymetini.</p> <p>Yoksa, onsuz ne şu d&uuml;nya kalır İslam&#39;a, ne din ...</p> <p>Kuşatır millet-i mahk&ucirc;meyi h&uuml;sran-ı m&uuml;bin.</p> <p>M&uuml;sl&uuml;manlık sizi gayet sıkı, gayet sağlam,</p> <p>Bağlamak lazım iken, anlamadım, anlayamam,</p> <p>Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?</p> <p>Fikr-i kavmiyeti şeytan mı sokan zihninize?</p> <p>Birbirinden m&uuml;teferrik bu kadar akvamı,</p> <p>Aynı milliyetin altında tutan İslam&#39;ı,</p> <p>Temelinden yıkacak zelzele kavmiyettir.</p> <p>Bunu bir lahza unutmak ebedi haybettir.</p> <p>Amavutlukla, Araplıkla bu millet y&uuml;r&uuml;mez ..</p> <p>Son siyaset ise T&uuml;rkl&uuml;k, o siyaset y&uuml;r&uuml;mez.</p> <p>Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan;</p> <p>Kaldırın ayrılık esbabını artık aradan.</p> <p>Siz bu davada iken yoksa iyazen-billah,</p> <p>Ecnebiler olacak sahibi m&uuml;lk&uuml;n n&acirc;gah.</p> <p>Diye dursun atalar: &ldquo;Kal &#39;a, i&ccedil;inden alınır&rdquo;&hellip; 2</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p>Mehmet Akif&rsquo;e g&ouml;re kavmiyet davası, milliyet&ccedil;ilik, asabiyet ve ırk&ccedil;ılık, Batı&rsquo;nın İslam toplumunu b&ouml;lmek i&ccedil;in ortaya attığı fikir ve zehirli bir han&ccedil;erdi.&nbsp; 1912&rsquo;deki Balkan Savaşı&rsquo;nda Sırpların Arnavutluk&rsquo;u işgal sonrası, M&uuml;sl&uuml;man tebayı katletmesi &uuml;zerine &ldquo;Hakkın Sesleri&rdquo; şiirini kaleme almıştır. Kendisi de Arnavut olan Akif,&nbsp; Arnavutların Osmanlıya isyan etmesine neden olan milliyet&ccedil;ilik cereyanı karşısındaki fikir ve duruşunu aşağıdaki şiiriyle dile getirmiştir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&hellip;İşte, ey unsur-i isyan, bu elim izmihlal,</p> <p>Seni tahrik eden &uuml;&ccedil; beş alığın marifeti!</p> <p>Ya neden beklemiyordun bu rezil akıbeti?</p> <p>Hani, milliyetin İslam idi ... Kavmiyet ne!?</p> <p>Sarılıp sımsıkı dursaydın a milliyetine.</p> <p>&ldquo;Arnavutluk&rdquo; ne demek? Var mı Şeriat&#39;te yeri?</p> <p>K&uuml;fr olur, başka değil, kavmini s&uuml;rmek ileri.</p> <p>Arabın T&uuml;rke; Lazın &Ccedil;erkese, yahut K&uuml;rde;</p> <p>Acemin &Ccedil;inliye r&uuml;chanı mı varmış? Nerde!</p> <p>M&uuml;sl&uuml;manlıkta &ldquo;anasır&rdquo; mı olurmuş? Ne gezer!</p> <p>Fikr-i kavmiyyeti tel&#39;in ediyor Peygamber.</p> <p>En b&uuml;y&uuml;k d&uuml;şmanıdır ruh-i Nebi tefrikanın;</p> <p>Adı batsın onu İslam&#39;a sokan kaltabanını</p> <p>Şu senin akıbetin bin bu kadar yıl evvel,</p> <p>Sana s&ouml;ylenmiş iken doğru mudur şimdi cedel?.. 3</p> <p>&nbsp;</p> <p>&ldquo;Akif, aralık 1918 de kaleme alacağı bir makale ile b&uuml;t&uuml;n bu d&uuml;ş&uuml;nce ve endişelerle birlikte o zamana kadar olanları ve o g&uuml;nk&uuml; &lsquo;İsl&acirc;mcı&rsquo;ların g&ouml;r&uuml;şlerini &ouml;zetleyecektir: &lsquo;Ne olurdu, kavmiyet denilen o melun cereyan, derhal siyas&icirc; bir şekil almasaydı, kitaplarıyla, gazeteleriyle, konferanslarıyla, nutuklarıyla, M&uuml;sl&uuml;man unsurları birbirine d&uuml;ş&uuml;r&uuml;rken, aynı vasıtalarla biraz da, par&ccedil;aladığı kitlelerin lisanına, irfanına hizmet edeydi de, bug&uuml;n o b&uuml;y&uuml;k şerrin, bari şu kadarcık bir hayrını g&ouml;rd&uuml;k, diyebileydik! Arnavutluk, Araplık, T&uuml;rkl&uuml;k namına ortaya &ccedil;ıkan kavmiyet reislerini, bundan altı yedi sene evvel bir yere &ccedil;ağırmış, kendilerine ş&ouml;yle demiştik:</p> <p>&nbsp;</p> <p>Kavmiyet cereyanı en meden&icirc; en ileri cemiyetleri birbirine d&uuml;ş&uuml;r&uuml;yor. Bizim gibi, kendini teşkil eden unsurları istisnasız cahil bulunan bir cemaati ise tarumar eder. Geliniz bu cereyanı k&ouml;r&uuml;klemeyiniz. Mensup olduğunuz kavimlere hizmet etmek istiyorsanız, bunun yolu başkadır. Evet, hep biliyoruz ki, İsl&acirc;m unsurlarının hepsi irşada, ikaza muhta&ccedil;tır. Bunlardan, mesel&acirc; Arapları irşat vazifesini Arap m&uuml;nevverlerine bırakınız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; irşadına &ccedil;alışacağı unsurların lisanını, &acirc;detlerini mizacını, ruhunu diğer unsurlara mensup m&uuml;nevverlerden iyi bildiği i&ccedil;in, muvaffak olması &ccedil;ok daha kolaydır. T&uuml;rk&rsquo;&uuml;n Arnavut&rsquo;un uyandırılması i&ccedil;in de aynı usule başvururuz.&rdquo; 4</p> <p>&nbsp;</p> <p>&ldquo;1920, Anadolu&#39;daki Mill&icirc; M&uuml;cadele faaliyetinin başladığı yıl oldu. İlerleyen Yunan işgal kuvvetlerine karşı Batı Anadolu&#39;da Ayvalık ve Balıkesir&rsquo;de ilk cephe a&ccedil;ılmıştı. İşgal altındaki İstanbul&#39;da bunalan Mehmet Akif, ocak ayı sonunda Eşref Edib&#39;le birlikte Balıkesir&#39;e gitti. Burada, Zağnos Paşa Camisi&rsquo;nde Cuma namazından sonra vaaz k&uuml;rs&uuml;s&uuml;ne &ccedil;ıkarak halka hitap etti.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&lsquo;Ey M&uuml;sl&uuml;man!&rsquo; hitabıyla konuşmasına başlayan Akif, &ouml;nce &lsquo;Cihan alt&uuml;st olurken seyre baktın &ouml;yle durdun da; bug&uuml;n bir serserisin, derbedersin kendi yurdunda!&rsquo; diye başlayan şiirini okumuştu. Bundan sonra, M&uuml;sl&uuml;manların neden geri kaldıklarını; &lsquo;hayat hakkına sahip olmak isteyenlerin kuvvetli olmaya mecbur olduklarını; denizaltılar, u&ccedil;aklar yapan Batılıların bunu tek tek değil, birleşerek yaptıklarını, bug&uuml;n her şeyin cemaatler ve şirketler tarafından yapıldığını; bizim, bir araya gelip &ccedil;alışmayı beceremediğimiz i&ccedil;in aynı şeyleri yapamadığımızı; ge&ccedil;mişteki kırgınlıkları unutmak ve birleşmek l&acirc;zım geldiğini; eğer bunu yapamazsak, bizi idarelerine alacak olanların, bize hayvan muamelesi edeceğini anlatmıştı. Anlattıklarını misallerle izah eden ve ayetlerle destekleyen Akif, s&ouml;z&uuml; Balıkesir&rsquo;de başlamış olan Mill&icirc; M&uuml;cadele&rsquo;ye getirmiş ve konuşmasını ş&ouml;yle bitirmiştir:</p> <p>&nbsp;</p> <p>Ey cemaat-ı m&uuml;slimin! Memleketlerinizi kurtarmak i&ccedil;in devam eden m&uuml;c&acirc;hed&acirc;tınızda bir noktaya son derece dikkat etmelisiniz: Bu hareketlerin, bu himmetlerin sırf m&uuml;dafaayı din &uuml; vatan gayesine m&uuml;teveccih olduğu y&acirc;r &uuml; ağyar nazarında tamimiyle anlaşılmalıdır. Fırkacılık, menfaat&ccedil;ilik, kavmiyet&ccedil;ilik gibi hislerden k&uuml;lliyen m&uuml;berr&acirc; olduğuna yakındakilere uzaktakilere tamamıyla kanaat gelmelidir. Bu kanaati zerre kadar sarsacak bir harekete, bir s&ouml;ze kimse tarafından meydan verilmemelidir. Hususi emeller, hususi i&ccedil;tihatlar, yine hususi olarak sahiplerinin kafasında, kalbinde kalmalıdır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; gaye birdir. Efrat tarafından o m&uuml;şterek gayeye karşı g&ouml;sterilecek ufacık bir inhiraf, son derece muhta&ccedil; olduğumuz vahdeti temelinden sarsmaya k&acirc;fidir. Onun i&ccedil;in bundan son derece sakınmalıdır.&rdquo; 5</p> <p>&nbsp;</p> <p>&ldquo;Akif, hayatı boyunca vatanını ve milletini sevmiş ve bu yolda hi&ccedil;bir fedak&acirc;rlıktan ka&ccedil;ınmamıştır. O, milletini severken ırk &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml; iddiasında bulunmamıştır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; İslam&#39;a g&ouml;re ırk &ouml;gesi, insanlara fıtr&icirc; bir &uuml;st&uuml;nl&uuml;k sağlamamaktadır. Akif, milletleri par&ccedil;alayan ve yok olmaya s&uuml;r&uuml;kleyen ırk&ccedil;ılığa şiddetle karşı &ccedil;ıkmış ve onunla m&uuml;cadele etmiştir. Akif, milliyet&ccedil;i ayrılıklar karşısında birliği ve kardeşliği tavsiye etmiştir. Bunun dini ve insani bir zorunluluk olduğunu b&uuml;t&uuml;n g&uuml;c&uuml;yle haykırmıştır. Birlik ve beraberliği tavsiyede, Akif&rsquo;in dayandığı kaynak dindir. Akif&rsquo;e g&ouml;re din, insanlar arasındaki birliği sağlayan en kuvvetli bağdır. O, birlik ve beraberlikten uzaklaşmayı Allah&rsquo;tan uzaklaşmak olarak değerlendirir.&rdquo; 6</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong><u>Kaynak&ccedil;a:</u></strong></p> <p>&nbsp;</p> <p>1- <a href="https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-akif-ersoy">https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-akif-ersoy</a></p> <p>2- M. Ertuğrul D&uuml;zdağ Safahat 2007/S.168</p> <p>3- M. Ertuğrul D&uuml;zdağ Safahat 2007/S.192</p> <p>4- M. Ertuğrul D&uuml;zdağ /Mehmet Akif Ersoy İkinci Baskı S. 71,72)</p> <p>5- M. Ertuğrul D&uuml;zdağ /Mehmet Akif Ersoy İkinci Baskı S. 84,85)</p> <p>6- <a href="https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/31079">https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/31079</a></p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 04 Nisan 2021 - Pazar

Mehmet Akif ve Kavmiyetçilik

<p>Mehmet Akif Ersoy, sadece İstikl&acirc;l Marşı ve Safahat Şairi değildir. Kendisi aynı zamanda Yazar, M&uuml;tercim, İstanbul Dar&uuml;lf&uuml;nunu Edebiyat Fak&uuml;ltesi &Ouml;ğretim &Uuml;yesi, Birinci B&uuml;y&uuml;k Millet Meclisi Burdur Mebusu, Mill&icirc; M&uuml;cadele&rsquo;nin manevi lideri, Kahire &Uuml;niversitesi T&uuml;rk&ccedil;e Muallimi, yirmi yıllık baytar, b&uuml;y&uuml;k fikir, ahl&acirc;k ve dava adamıdır Mehmet Akif Ersoy.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Kendi ifadesiyle, milletini diğer milletlerden &uuml;st&uuml;n g&ouml;rme hastalığı olan &ldquo;fikr-i kavmiye&rdquo; ye hep karşı durmuştur Mehmet Akif. &nbsp;Dinde olmayan b&ouml;yle bir d&uuml;ş&uuml;nce, ona g&ouml;re de k&uuml;f&uuml;rd&uuml;r. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; İslam dini insanlar arasında ırk, soy, r&uuml;tbe, makam, sosyal sınıf gibi farkları g&ouml;zetmez. İslam&rsquo;a g&ouml;re Allah katında en değerli insan, O&rsquo;na kulluk ve takva bakımından en &uuml;st&uuml;n olandır.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&ldquo;Mehmet Akif&rsquo;in en verimli şiir ve yayım faaliyetinin g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; d&ouml;nem, &nbsp;1908-1922 arası Osmanlı Devleti&rsquo;nin en buhranlı, siyas&icirc; istikrarsızlığın ve savaşların en yoğun olduğu bir d&ouml;nemdir. Aydınların bu buhranı aşmak i&ccedil;in g&ouml;sterdikleri gayretlerin &uuml;r&uuml;n&uuml; olan ve II. Meşrutiyet&rsquo;in ardından gelişme alanı bulan siyas&icirc; ve ideolojik akımlar arasında Akif, adına sonraları&nbsp;&lsquo;<a href="https://islamansiklopedisi.org.tr/islamcilik" target="_blank">İsl&acirc;mcılık</a>&rsquo;&nbsp;denilen cereyanın i&ccedil;inde yer almıştır. &Ccedil;ocukluğundan beri aile muhitinde, mekteplerde, arkadaş &ccedil;evresinde tam bir İsl&acirc;m k&uuml;lt&uuml;r&uuml;yle beslenmiş, inancı, ahl&acirc;kı ve yaşayışıyla İsl&acirc;m&rsquo;dan taviz vermemiş olan Mehmet Akif, İsl&acirc;m&rsquo;ın ruhuna aykırı olmamak şartıyla diğer fikir sahipleriyle iş birliği yapabilecek bir karakter g&ouml;stermiştir.&nbsp;Safahat&rsquo;ta &lsquo;kavmiyet&rsquo; ve &lsquo;<a href="https://islamansiklopedisi.org.tr/milliyetcilik" target="_blank">milliyet</a>&rsquo; kavramlarını birbirinden ayırmış, bunlardan &lsquo;<a href="https://islamansiklopedisi.org.tr/irkcilik" target="_blank">ırk&ccedil;ılık</a>&rsquo; manasını verdiği ilkine İsl&acirc;m&rsquo;a aykırı olduğu ve devletin par&ccedil;alanmasına sebebiyet vereceği i&ccedil;in karşı &ccedil;ıkmıştır. Mehmet Akif vatan toprağına, bayrağa, milletinin faziletlerine, diline, sanatına son derece bağlı bir insandır. S&uuml;leymaniye K&uuml;rs&uuml;s&uuml;ndeki vaizinde &lsquo;Kendi mahiyet-i ruhiyeniz olsun kılavuz&rsquo; derken, vurguladığı ruh&icirc; mahiyet, par&ccedil;anın b&uuml;t&uuml;n&uuml;ne g&ouml;re milletin manevi cevherinden başka bir şey değildir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Haksızlıklara tahamm&uuml;l edemeyen Akif, m&uuml;d&uuml;r&uuml;n&uuml;n haksız yere vazifesinden alınması &uuml;zerine 11 Mayıs 1913 tarihinde memuriyetten istifa etti. &nbsp;Bu yılın sonunda, İttihat ve Terakki&rsquo;nin merkez-i um&ucirc;m&icirc; &uuml;yesi olan, aynı zamanda şiir ve yazılarıyla İttihat&ccedil;ıların fikir babası sayılan&nbsp;<a href="https://islamansiklopedisi.org.tr/gokalp-ziya" target="_blank">Ziya G&ouml;kalp</a>&rsquo;in ileri s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; kavmiyet&ccedil;i d&uuml;ş&uuml;ncelere ve aynı merkeze bağlı yazar ve aydınların din karşıtı yayınlarına karşı &ccedil;ıkmasının h&uuml;k&uuml;met tarafından tasvip edilmediğinin bildirilmesi &uuml;zerine, İstanbul Dar&uuml;lf&uuml;nunu&rsquo;ndaki g&ouml;revinden de ayrılmak zorunda kaldı. &Ccedil;ıkarmakta olduğu&nbsp;Seb&icirc;l&uuml;rreş&acirc;d&nbsp;dergisi de aynı sebeplerle ittihat&ccedil;ı h&uuml;k&uuml;metler tarafından birka&ccedil; kere kapatılmıştır.&rdquo; 1</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>Akif&#39;e G&ouml;re Milliyet&ccedil;ilik</strong></p> <p>&nbsp;</p> <p>&ldquo;Sıratım&uuml;stakim Dergisi mensupları aydınlar, Mehmet Akif ve arkadaşları, neşriyatlarının ilk yıllarında, T&uuml;rk&ccedil;&uuml;l&uuml;k, bir k&uuml;lt&uuml;r hareketi olarak M&uuml;sl&uuml;man T&uuml;rkleri uyandırmaya &ccedil;alışırken, onu pek tabi&icirc; olarak desteklemişlerdi. Sıratım&uuml;stakim &lsquo;T&uuml;rk İsl&acirc;m &Acirc;lemi&rsquo; genel başlığı altında, dış T&uuml;rklerden haberler veriyor, &lsquo;&Uuml;mmet-i T&uuml;rkiyye&rsquo; s&ouml;z&uuml;n&uuml; kullanıyor, &lsquo;T&uuml;rk birliği&rsquo; teklif eden mektupları yayınlıyordu. 1909&#39;da kurulan &#39;T&uuml;rk Derneği&rsquo;, dergiyi kendine yayın organı olarak tanıyor, Ahmet Mithat Efendi&#39;nin &lsquo;T&uuml;rkl&uuml;ğe D&acirc;ir&rsquo; konferansı ve benzerleri yayınlanıyordu.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&lsquo;T&uuml;rk&ccedil;&uuml;l&uuml;k&rsquo; hareketinin kısa bir zaman sonra siyasi bir şekle b&uuml;r&uuml;nmesi &uuml;zerine Akif ve arkadaşları, ona karşı &ccedil;ıkmışlardır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; b&ouml;yle bir cereyanı, İsl&acirc;miyet&#39;e aykırı bulmakla beraber, Osmanlı vatanında bulunan M&uuml;sl&uuml;man fakat gayri T&uuml;rk unsurların ayrılmasına sebep olacağı i&ccedil;in tehlikeli de g&ouml;rmekte idiler. Akif&rsquo;in Safahat&rsquo;ta bulunan ırk&ccedil;ılık aleyhtarı şiirlerinin yazılışı sebebi de budur.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&hellip;Ey cemaat, uyanın, elverir artık uyku!</p> <p>Yok mu sizlerde vatan namına hi&ccedil;bir duygu?</p> <p>D&uuml;şmeden pen&ccedil;esinin altına istikbalin,</p> <p>Biliniz kadrini h&uuml;rriyetin, istiklalin.</p> <p>S&ouml;yletip başka memalikteki mahk&ucirc;mani...</p> <p>H&acirc;kimiyet ne imiş, &ouml;ğreniniz kıymetini.</p> <p>Yoksa, onsuz ne şu d&uuml;nya kalır İslam&#39;a, ne din ...</p> <p>Kuşatır millet-i mahk&ucirc;meyi h&uuml;sran-ı m&uuml;bin.</p> <p>M&uuml;sl&uuml;manlık sizi gayet sıkı, gayet sağlam,</p> <p>Bağlamak lazım iken, anlamadım, anlayamam,</p> <p>Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?</p> <p>Fikr-i kavmiyeti şeytan mı sokan zihninize?</p> <p>Birbirinden m&uuml;teferrik bu kadar akvamı,</p> <p>Aynı milliyetin altında tutan İslam&#39;ı,</p> <p>Temelinden yıkacak zelzele kavmiyettir.</p> <p>Bunu bir lahza unutmak ebedi haybettir.</p> <p>Amavutlukla, Araplıkla bu millet y&uuml;r&uuml;mez ..</p> <p>Son siyaset ise T&uuml;rkl&uuml;k, o siyaset y&uuml;r&uuml;mez.</p> <p>Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan;</p> <p>Kaldırın ayrılık esbabını artık aradan.</p> <p>Siz bu davada iken yoksa iyazen-billah,</p> <p>Ecnebiler olacak sahibi m&uuml;lk&uuml;n n&acirc;gah.</p> <p>Diye dursun atalar: &ldquo;Kal &#39;a, i&ccedil;inden alınır&rdquo;&hellip; 2</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p>Mehmet Akif&rsquo;e g&ouml;re kavmiyet davası, milliyet&ccedil;ilik, asabiyet ve ırk&ccedil;ılık, Batı&rsquo;nın İslam toplumunu b&ouml;lmek i&ccedil;in ortaya attığı fikir ve zehirli bir han&ccedil;erdi.&nbsp; 1912&rsquo;deki Balkan Savaşı&rsquo;nda Sırpların Arnavutluk&rsquo;u işgal sonrası, M&uuml;sl&uuml;man tebayı katletmesi &uuml;zerine &ldquo;Hakkın Sesleri&rdquo; şiirini kaleme almıştır. Kendisi de Arnavut olan Akif,&nbsp; Arnavutların Osmanlıya isyan etmesine neden olan milliyet&ccedil;ilik cereyanı karşısındaki fikir ve duruşunu aşağıdaki şiiriyle dile getirmiştir.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&hellip;İşte, ey unsur-i isyan, bu elim izmihlal,</p> <p>Seni tahrik eden &uuml;&ccedil; beş alığın marifeti!</p> <p>Ya neden beklemiyordun bu rezil akıbeti?</p> <p>Hani, milliyetin İslam idi ... Kavmiyet ne!?</p> <p>Sarılıp sımsıkı dursaydın a milliyetine.</p> <p>&ldquo;Arnavutluk&rdquo; ne demek? Var mı Şeriat&#39;te yeri?</p> <p>K&uuml;fr olur, başka değil, kavmini s&uuml;rmek ileri.</p> <p>Arabın T&uuml;rke; Lazın &Ccedil;erkese, yahut K&uuml;rde;</p> <p>Acemin &Ccedil;inliye r&uuml;chanı mı varmış? Nerde!</p> <p>M&uuml;sl&uuml;manlıkta &ldquo;anasır&rdquo; mı olurmuş? Ne gezer!</p> <p>Fikr-i kavmiyyeti tel&#39;in ediyor Peygamber.</p> <p>En b&uuml;y&uuml;k d&uuml;şmanıdır ruh-i Nebi tefrikanın;</p> <p>Adı batsın onu İslam&#39;a sokan kaltabanını</p> <p>Şu senin akıbetin bin bu kadar yıl evvel,</p> <p>Sana s&ouml;ylenmiş iken doğru mudur şimdi cedel?.. 3</p> <p>&nbsp;</p> <p>&ldquo;Akif, aralık 1918 de kaleme alacağı bir makale ile b&uuml;t&uuml;n bu d&uuml;ş&uuml;nce ve endişelerle birlikte o zamana kadar olanları ve o g&uuml;nk&uuml; &lsquo;İsl&acirc;mcı&rsquo;ların g&ouml;r&uuml;şlerini &ouml;zetleyecektir: &lsquo;Ne olurdu, kavmiyet denilen o melun cereyan, derhal siyas&icirc; bir şekil almasaydı, kitaplarıyla, gazeteleriyle, konferanslarıyla, nutuklarıyla, M&uuml;sl&uuml;man unsurları birbirine d&uuml;ş&uuml;r&uuml;rken, aynı vasıtalarla biraz da, par&ccedil;aladığı kitlelerin lisanına, irfanına hizmet edeydi de, bug&uuml;n o b&uuml;y&uuml;k şerrin, bari şu kadarcık bir hayrını g&ouml;rd&uuml;k, diyebileydik! Arnavutluk, Araplık, T&uuml;rkl&uuml;k namına ortaya &ccedil;ıkan kavmiyet reislerini, bundan altı yedi sene evvel bir yere &ccedil;ağırmış, kendilerine ş&ouml;yle demiştik:</p> <p>&nbsp;</p> <p>Kavmiyet cereyanı en meden&icirc; en ileri cemiyetleri birbirine d&uuml;ş&uuml;r&uuml;yor. Bizim gibi, kendini teşkil eden unsurları istisnasız cahil bulunan bir cemaati ise tarumar eder. Geliniz bu cereyanı k&ouml;r&uuml;klemeyiniz. Mensup olduğunuz kavimlere hizmet etmek istiyorsanız, bunun yolu başkadır. Evet, hep biliyoruz ki, İsl&acirc;m unsurlarının hepsi irşada, ikaza muhta&ccedil;tır. Bunlardan, mesel&acirc; Arapları irşat vazifesini Arap m&uuml;nevverlerine bırakınız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; irşadına &ccedil;alışacağı unsurların lisanını, &acirc;detlerini mizacını, ruhunu diğer unsurlara mensup m&uuml;nevverlerden iyi bildiği i&ccedil;in, muvaffak olması &ccedil;ok daha kolaydır. T&uuml;rk&rsquo;&uuml;n Arnavut&rsquo;un uyandırılması i&ccedil;in de aynı usule başvururuz.&rdquo; 4</p> <p>&nbsp;</p> <p>&ldquo;1920, Anadolu&#39;daki Mill&icirc; M&uuml;cadele faaliyetinin başladığı yıl oldu. İlerleyen Yunan işgal kuvvetlerine karşı Batı Anadolu&#39;da Ayvalık ve Balıkesir&rsquo;de ilk cephe a&ccedil;ılmıştı. İşgal altındaki İstanbul&#39;da bunalan Mehmet Akif, ocak ayı sonunda Eşref Edib&#39;le birlikte Balıkesir&#39;e gitti. Burada, Zağnos Paşa Camisi&rsquo;nde Cuma namazından sonra vaaz k&uuml;rs&uuml;s&uuml;ne &ccedil;ıkarak halka hitap etti.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&lsquo;Ey M&uuml;sl&uuml;man!&rsquo; hitabıyla konuşmasına başlayan Akif, &ouml;nce &lsquo;Cihan alt&uuml;st olurken seyre baktın &ouml;yle durdun da; bug&uuml;n bir serserisin, derbedersin kendi yurdunda!&rsquo; diye başlayan şiirini okumuştu. Bundan sonra, M&uuml;sl&uuml;manların neden geri kaldıklarını; &lsquo;hayat hakkına sahip olmak isteyenlerin kuvvetli olmaya mecbur olduklarını; denizaltılar, u&ccedil;aklar yapan Batılıların bunu tek tek değil, birleşerek yaptıklarını, bug&uuml;n her şeyin cemaatler ve şirketler tarafından yapıldığını; bizim, bir araya gelip &ccedil;alışmayı beceremediğimiz i&ccedil;in aynı şeyleri yapamadığımızı; ge&ccedil;mişteki kırgınlıkları unutmak ve birleşmek l&acirc;zım geldiğini; eğer bunu yapamazsak, bizi idarelerine alacak olanların, bize hayvan muamelesi edeceğini anlatmıştı. Anlattıklarını misallerle izah eden ve ayetlerle destekleyen Akif, s&ouml;z&uuml; Balıkesir&rsquo;de başlamış olan Mill&icirc; M&uuml;cadele&rsquo;ye getirmiş ve konuşmasını ş&ouml;yle bitirmiştir:</p> <p>&nbsp;</p> <p>Ey cemaat-ı m&uuml;slimin! Memleketlerinizi kurtarmak i&ccedil;in devam eden m&uuml;c&acirc;hed&acirc;tınızda bir noktaya son derece dikkat etmelisiniz: Bu hareketlerin, bu himmetlerin sırf m&uuml;dafaayı din &uuml; vatan gayesine m&uuml;teveccih olduğu y&acirc;r &uuml; ağyar nazarında tamimiyle anlaşılmalıdır. Fırkacılık, menfaat&ccedil;ilik, kavmiyet&ccedil;ilik gibi hislerden k&uuml;lliyen m&uuml;berr&acirc; olduğuna yakındakilere uzaktakilere tamamıyla kanaat gelmelidir. Bu kanaati zerre kadar sarsacak bir harekete, bir s&ouml;ze kimse tarafından meydan verilmemelidir. Hususi emeller, hususi i&ccedil;tihatlar, yine hususi olarak sahiplerinin kafasında, kalbinde kalmalıdır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; gaye birdir. Efrat tarafından o m&uuml;şterek gayeye karşı g&ouml;sterilecek ufacık bir inhiraf, son derece muhta&ccedil; olduğumuz vahdeti temelinden sarsmaya k&acirc;fidir. Onun i&ccedil;in bundan son derece sakınmalıdır.&rdquo; 5</p> <p>&nbsp;</p> <p>&ldquo;Akif, hayatı boyunca vatanını ve milletini sevmiş ve bu yolda hi&ccedil;bir fedak&acirc;rlıktan ka&ccedil;ınmamıştır. O, milletini severken ırk &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml; iddiasında bulunmamıştır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; İslam&#39;a g&ouml;re ırk &ouml;gesi, insanlara fıtr&icirc; bir &uuml;st&uuml;nl&uuml;k sağlamamaktadır. Akif, milletleri par&ccedil;alayan ve yok olmaya s&uuml;r&uuml;kleyen ırk&ccedil;ılığa şiddetle karşı &ccedil;ıkmış ve onunla m&uuml;cadele etmiştir. Akif, milliyet&ccedil;i ayrılıklar karşısında birliği ve kardeşliği tavsiye etmiştir. Bunun dini ve insani bir zorunluluk olduğunu b&uuml;t&uuml;n g&uuml;c&uuml;yle haykırmıştır. Birlik ve beraberliği tavsiyede, Akif&rsquo;in dayandığı kaynak dindir. Akif&rsquo;e g&ouml;re din, insanlar arasındaki birliği sağlayan en kuvvetli bağdır. O, birlik ve beraberlikten uzaklaşmayı Allah&rsquo;tan uzaklaşmak olarak değerlendirir.&rdquo; 6</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong><u>Kaynak&ccedil;a:</u></strong></p> <p>&nbsp;</p> <p>1- <a href="https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-akif-ersoy">https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-akif-ersoy</a></p> <p>2- M. Ertuğrul D&uuml;zdağ Safahat 2007/S.168</p> <p>3- M. Ertuğrul D&uuml;zdağ Safahat 2007/S.192</p> <p>4- M. Ertuğrul D&uuml;zdağ /Mehmet Akif Ersoy İkinci Baskı S. 71,72)</p> <p>5- M. Ertuğrul D&uuml;zdağ /Mehmet Akif Ersoy İkinci Baskı S. 84,85)</p> <p>6- <a href="https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/31079">https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/31079</a></p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.