“Kürt Sorunu Yoktur” (!)
<p>Yıl 1991, yer Ankara: 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal, <em>“Kürt meselesini mutlaka çözeceğim, bu benim milletime yapacağın son hizmet olacaktır”</em> sözünden sonra, hala tartışılan ve tam olarak açıklanamayan bir ölüm şekli…</p>
<p>Yıl 1992, yer Diyarbakır: Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, kazandığı seçimler sonrası Diyarbakır’da halka hitaben yaptığı bir konuşmada <em>“Kürt realitesini tanıyoruz”</em> açıklaması yaptı.</p>
<p>Yıl 1993, yer Viyana: Başbakan Tansu Çiller Avrupa Konseyi toplantısı için gittiği Viyana’da Kürt sorununun çözümüne yönelik sorulan sorulara <em>“İspanya’nın tecrübesinden biz de yararlanacağız”</em> derken, çözüm için bir nevi “Bask Modeli”ne işaret ediyordu.</p>
<p>Yıl 1999, yer Diyarbakır: Dönemin Başbakan Yardımcısı ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, <em>“Geçmişe artık sadece yanlışlarımızdan ders almak için bakmalıyız ve aynı yanlışları tekrarlamamalıyız… Avrupa Birliği’ne üyeliğimize giden yolun Diyarbakır’dan geçtiğine inanıyorum”</em> açıklaması yaptı.</p>
<p>Yıl 2005, yer yine Diyarbakır: Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, <em>“…Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur… Biz büyük bir devletiz ve millet olarak bu ülkeyi kuranların bize miras bıraktığı temel prensipler ve cumhuriyet ilkesi, anayasal düzen dâhilinde her sorunu, daha çok demokrasi, daha çok vatandaşlık hukuku, daha çok refahla çözeceğiz”</em> açıklaması.</p>
<p>Yıl 2013, yer TBMM: Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan <em>“Bugün çözüm sürecinde BDP’li milletvekillerinin İmralı’ya gitmesine Adalet Bakanlığımız eğer izin veriyorsa bunun tek nedeni ‘acaba bu yolda adım atılabilir mi?’ düşüncesi. MHP bunu istismar ediyor, biz çözüm için her yola başvururuz. Kayseri’de ifade ettim, baldıran zehri içmekse, o baldıran zehrini de içeriz yeter ki bu ülkeye huzur, refah gelsin”</em> açıklamasıyla bir tabuyu daha yıkıyordu.</p>
<p>Tarih, 15 Mart 2015; yer Balıkesir: Türkiye’nin halk tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, <em>“Buralarda bizim terörle mücadelede neler kaybettiğimiz belli. Eğer biz bu kayıplara uğramamış olsaydık, bugün çok çok farklı yerde olacaktır. Şimdi varsa bakıyorsun; Kürt sorunu. Kardeşim ne Kürt sorunu ya. Artık böyle bir şey yok. 2005’te Diyarbakır konuşmamda açıkladım. Her etnik unsurun kendine has sorunları var. Dün Roman kardeşlerime de söyledim, Türk’ün de Roman kardeşlerimin de sorunu var, Boşnak’ın da sorunu var, Laz’ın da sorunu var hepsinin sorunu var…”</em> açıklamasında bulunuyor. Balıkesir seçmeninin büyük çoğunluğunun “Kürt” kelimesine karşı olan alerjisinden olacak ki Sayın Cumhurbaşkanımız yine nabza göre şerbet içirdi…</p>
<p>Ve aynı gün, yer İstanbul: Başbakan Ahmet Davutoğlu İstanbul AK Parti Kadın Kolları Kongresinde yapmış olduğu konuşmada <em>“Hepimiz imtihan halindeyiz. En büyüğü de çözüm süreci ile olan imtihandır. İki hafta önce ilan edilen silahları terk etme çağrısıyla ileri bir aşamaya geldik. Çözüm süreci şefkat ve merhametin sürecidir. Bütün milletin, en fazla da annelerin malıdır… Çocukları dağa çıkarılan Diyarbakırlı annelerin gözlerinde acı gördüm, feryat gördüm. Ben isterim ki şehitlerimizin anneleriyle, Diyarbakırlı anneler el ele verip ‘yeter bu acı’ desin”</em> diyor. </p>
<p>Türkiye’de Kürt Sorunu yoksa, neden devlet eliyle 24 saat Kürtçe yayın yapan bir televizyon kanalı açtınız?</p>
<p>Türkiye’de Kürt sorunu yoksa, neden Üniversitelerde “Kürdoloji” bölümleri açtınız.</p>
<p>Türkiye’de Kürt sorunu yoksa neden seçmeli de olsa ilköğretim de “Kürtçe” eğitime onay verdiniz?</p>
<p>Türkiye’de Kürt sorunu yoksa, neden PKK’nın İmralı’daki başı Öcalan ile görüşüyorsunuz?</p>
<p>Türkiye’de Kürt Sorunu yoksa, neden sorunun çözümüne yönelik sayfalarca raporlar hazırlattınız?</p>
<p>Türkiye’de Kürt Sorunu yoksa, neden “Akil Adamlar” grupları teşkil ettirip, tüm ülkeyi adım adım dolaştırdınız?</p>
<p>Geldiğimiz noktada, “Kürt Sorunu” konusunda devlet ideolojisinin, resmî söylemlerinin, çok da değişmediğini görebilmekteyiz. Devlet ricalı tarafından “Kürt Sorun”una ilişkin birbiriyle örtüşmeyen ve birbiriyle çelişen her açıklama, bölge insanının devletten uzaklaşmasıyla son bulacaktır.</p>
<p>Türkiye’nin hala bir Kürt sorunu vardır ve bu tartışma götürmez.</p>
<p>Dost acı söyler.</p>
<p>Bizden söylemesi!</p>
<p> </p>
Ekleme
Tarihi: 17 Mart 2015 - Salı
“Kürt Sorunu Yoktur” (!)
<p>Yıl 1991, yer Ankara: 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal, <em>“Kürt meselesini mutlaka çözeceğim, bu benim milletime yapacağın son hizmet olacaktır”</em> sözünden sonra, hala tartışılan ve tam olarak açıklanamayan bir ölüm şekli…</p>
<p>Yıl 1992, yer Diyarbakır: Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, kazandığı seçimler sonrası Diyarbakır’da halka hitaben yaptığı bir konuşmada <em>“Kürt realitesini tanıyoruz”</em> açıklaması yaptı.</p>
<p>Yıl 1993, yer Viyana: Başbakan Tansu Çiller Avrupa Konseyi toplantısı için gittiği Viyana’da Kürt sorununun çözümüne yönelik sorulan sorulara <em>“İspanya’nın tecrübesinden biz de yararlanacağız”</em> derken, çözüm için bir nevi “Bask Modeli”ne işaret ediyordu.</p>
<p>Yıl 1999, yer Diyarbakır: Dönemin Başbakan Yardımcısı ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, <em>“Geçmişe artık sadece yanlışlarımızdan ders almak için bakmalıyız ve aynı yanlışları tekrarlamamalıyız… Avrupa Birliği’ne üyeliğimize giden yolun Diyarbakır’dan geçtiğine inanıyorum”</em> açıklaması yaptı.</p>
<p>Yıl 2005, yer yine Diyarbakır: Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, <em>“…Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur… Biz büyük bir devletiz ve millet olarak bu ülkeyi kuranların bize miras bıraktığı temel prensipler ve cumhuriyet ilkesi, anayasal düzen dâhilinde her sorunu, daha çok demokrasi, daha çok vatandaşlık hukuku, daha çok refahla çözeceğiz”</em> açıklaması.</p>
<p>Yıl 2013, yer TBMM: Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan <em>“Bugün çözüm sürecinde BDP’li milletvekillerinin İmralı’ya gitmesine Adalet Bakanlığımız eğer izin veriyorsa bunun tek nedeni ‘acaba bu yolda adım atılabilir mi?’ düşüncesi. MHP bunu istismar ediyor, biz çözüm için her yola başvururuz. Kayseri’de ifade ettim, baldıran zehri içmekse, o baldıran zehrini de içeriz yeter ki bu ülkeye huzur, refah gelsin”</em> açıklamasıyla bir tabuyu daha yıkıyordu.</p>
<p>Tarih, 15 Mart 2015; yer Balıkesir: Türkiye’nin halk tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, <em>“Buralarda bizim terörle mücadelede neler kaybettiğimiz belli. Eğer biz bu kayıplara uğramamış olsaydık, bugün çok çok farklı yerde olacaktır. Şimdi varsa bakıyorsun; Kürt sorunu. Kardeşim ne Kürt sorunu ya. Artık böyle bir şey yok. 2005’te Diyarbakır konuşmamda açıkladım. Her etnik unsurun kendine has sorunları var. Dün Roman kardeşlerime de söyledim, Türk’ün de Roman kardeşlerimin de sorunu var, Boşnak’ın da sorunu var, Laz’ın da sorunu var hepsinin sorunu var…”</em> açıklamasında bulunuyor. Balıkesir seçmeninin büyük çoğunluğunun “Kürt” kelimesine karşı olan alerjisinden olacak ki Sayın Cumhurbaşkanımız yine nabza göre şerbet içirdi…</p>
<p>Ve aynı gün, yer İstanbul: Başbakan Ahmet Davutoğlu İstanbul AK Parti Kadın Kolları Kongresinde yapmış olduğu konuşmada <em>“Hepimiz imtihan halindeyiz. En büyüğü de çözüm süreci ile olan imtihandır. İki hafta önce ilan edilen silahları terk etme çağrısıyla ileri bir aşamaya geldik. Çözüm süreci şefkat ve merhametin sürecidir. Bütün milletin, en fazla da annelerin malıdır… Çocukları dağa çıkarılan Diyarbakırlı annelerin gözlerinde acı gördüm, feryat gördüm. Ben isterim ki şehitlerimizin anneleriyle, Diyarbakırlı anneler el ele verip ‘yeter bu acı’ desin”</em> diyor. </p>
<p>Türkiye’de Kürt Sorunu yoksa, neden devlet eliyle 24 saat Kürtçe yayın yapan bir televizyon kanalı açtınız?</p>
<p>Türkiye’de Kürt sorunu yoksa, neden Üniversitelerde “Kürdoloji” bölümleri açtınız.</p>
<p>Türkiye’de Kürt sorunu yoksa neden seçmeli de olsa ilköğretim de “Kürtçe” eğitime onay verdiniz?</p>
<p>Türkiye’de Kürt sorunu yoksa, neden PKK’nın İmralı’daki başı Öcalan ile görüşüyorsunuz?</p>
<p>Türkiye’de Kürt Sorunu yoksa, neden sorunun çözümüne yönelik sayfalarca raporlar hazırlattınız?</p>
<p>Türkiye’de Kürt Sorunu yoksa, neden “Akil Adamlar” grupları teşkil ettirip, tüm ülkeyi adım adım dolaştırdınız?</p>
<p>Geldiğimiz noktada, “Kürt Sorunu” konusunda devlet ideolojisinin, resmî söylemlerinin, çok da değişmediğini görebilmekteyiz. Devlet ricalı tarafından “Kürt Sorun”una ilişkin birbiriyle örtüşmeyen ve birbiriyle çelişen her açıklama, bölge insanının devletten uzaklaşmasıyla son bulacaktır.</p>
<p>Türkiye’nin hala bir Kürt sorunu vardır ve bu tartışma götürmez.</p>
<p>Dost acı söyler.</p>
<p>Bizden söylemesi!</p>
<p> </p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.