Bülent ERTEKİN
Köşe Yazarı
Bülent ERTEKİN
 

ADAMLA, AVCININ HİKAYESİ TÜRKİYE GERÇEĞİDİR!

ADAMLA, AVCININ HİKAYESİ TÜRKİYE GERÇEĞİDİR! Watsap gruplarına üye iseniz bir çok şeyden anında haberdar ve bilgi sahibi oluyorsunuz. Tabii ki herşeyi de, "evet doğrudur, gerçektir!!" deyip kimden, nereden, nasıl, niçin, neden gibi bir çok soruyu da sormadan sakın ola ki almayın veya kullanmayın. Zira bir çok haber yada bilgi ya yalan yâda asparagas olarak karşınıza çıkabilir. Aşağıda anlatılan bir hikâye. Darb-ı mesel olması açısından bir yerlere koyup düşünmemiz ve ibret alınması açısından kaliteli bir paylaşım olmuş. Yazının alt kısmını keserek bizlerin de bir yerlere koyacağımız düşünmemiz ve ibret almamız açısından aynen sizlerle paylaşmayı uygun gördüm. Başlık yazının içinde geçiyordu. Sizlerde anlatılan bu hikayeye daha güzel başlıklar bulup bizlerle paylaşabilirsiniz. Ve bu bizi ziyadesiyle memnun edecektir. Teşekkür ederim. İşte hikaye. Buyrun... Ün salmış bir avcı, ormanda av peşinde koşarken bir ağacın altında kendinden geçmiş halde uyuyan birini görür! Hızla atını o yöne doğru çevirir! Avcı atıyla yarı ölü şeklinde uyuyan adama doğru giderken bir YILANIN hızla yaklaşıp adamın ağzından midesine doğru süzüldüğünü fark eder! Yılan gözden kaybolurken avcı atından atlar ve ağacın gölgesinde kendinden geçen adama elindeki kırbaçla çok şiddetle vurur! O uyuyan adam birden kendine gelir! İrkilir, korkar! Ama şaşkınlığı geçince karşısındaki avcıya çıkışır: Sen de kimsin be adam! Avcı cevap verme yerine elindeki kırbaçla bir daha adama vurur ve yüksek sesle bağırır: Koş soru sorma! Uyanan adam korkuyla karışık neden olduğunu bilmediği halde koşmaya başlar! Ama neden koştuğunu, avcının neden koşmasını istediğini anlamaz! Adımlarını hızla atarken bir yandan da avcıya BEDDUA yağdırır! Ama can tatlıdır ve kırbaç da çok can yakıyordur! KOŞAR! Nefes nefese kaldığı bir anda "Şu ağacın altındaki ARMUTLARI hemen ye!" diye adeta emir verir! Ağacın altındaki bütün meyveler toprağa karışmış ve çürümüştür! Adam tereddüt içinde kalınca avcı kırbaçla öncekilerden çok daha sert bir şekilde karşılık verir! Canı yanan adam eline ne geçtiyse yer! Arkadan ikinci emir gelir: Koşmaya devam! Adam koşar, koşar, koşar! Sonunda dayanamaz ve yere yığılır! Dizleri üstüne çöktüğünde yediklerinden dolayı midesi bulanır! Nabzı çok yükselir, yüzü kızarır ölecek gibidir! Ellerini yere koyarak kusmaya başlar! Ve içinde yer tutan YILANI yedikleriyle birlikte dışarı atar! Adam resmen şoke olur! BEDDUA ettiği avcı için "Allah gönderdi!" diye düşünür ve binlerce kez özür diler! Kendine gelince sormadan da edemez: Neden bana gerçeği söylemedin? Avcı elindeki kırbacı şaklatarak "Ben içinde YILAN var deseydim onunla koşabilir miydin?" İŞTE BU ADAMLA, AVCININ hikayesi TÜRKİYE gerçeğidir! Ama bilmeyiz! Öğrenemeyiz! Perdeyi yırtıp aralayamayız! Koca bir YALANLA "yılanı saklanan!" bir ülke haline getirildik! Uzun yılardır hem de! Osmanlı yıkılırken de Cumhuriyet kurulurken de YILAN İÇİMİZDEYDİ! Siz bakmayın kitapevlerinin bastığı kitaplara, adı büyük gazetelere, Hollywood'un çektiği filmlere, sahibi oldukları televizyonlara... Gerçek asla bu MİLLETE söylenmedi! Osmanlı'yı yıkan Yahudiler olduğu ve Cumhuriyet'i kurarken de başrol aldıkları hep gizlendi! Belli ailelere "Hadi siz yürüyün!" denirken de bu millet gerçeği bilmiyordu! (Alıntı) Selâm ve dua ile. Bülent Ertekin
Ekleme Tarihi: 10 Eylül 2025 -Çarşamba

ADAMLA, AVCININ HİKAYESİ TÜRKİYE GERÇEĞİDİR!

ADAMLA, AVCININ HİKAYESİ TÜRKİYE GERÇEĞİDİR! Watsap gruplarına üye iseniz bir çok şeyden anında haberdar ve bilgi sahibi oluyorsunuz. Tabii ki herşeyi de, "evet doğrudur, gerçektir!!" deyip kimden, nereden, nasıl, niçin, neden gibi bir çok soruyu da sormadan sakın ola ki almayın veya kullanmayın. Zira bir çok haber yada bilgi ya yalan yâda asparagas olarak karşınıza çıkabilir. Aşağıda anlatılan bir hikâye. Darb-ı mesel olması açısından bir yerlere koyup düşünmemiz ve ibret alınması açısından kaliteli bir paylaşım olmuş. Yazının alt kısmını keserek bizlerin de bir yerlere koyacağımız düşünmemiz ve ibret almamız açısından aynen sizlerle paylaşmayı uygun gördüm. Başlık yazının içinde geçiyordu. Sizlerde anlatılan bu hikayeye daha güzel başlıklar bulup bizlerle paylaşabilirsiniz. Ve bu bizi ziyadesiyle memnun edecektir. Teşekkür ederim. İşte hikaye. Buyrun... Ün salmış bir avcı, ormanda av peşinde koşarken bir ağacın altında kendinden geçmiş halde uyuyan birini görür! Hızla atını o yöne doğru çevirir! Avcı atıyla yarı ölü şeklinde uyuyan adama doğru giderken bir YILANIN hızla yaklaşıp adamın ağzından midesine doğru süzüldüğünü fark eder! Yılan gözden kaybolurken avcı atından atlar ve ağacın gölgesinde kendinden geçen adama elindeki kırbaçla çok şiddetle vurur! O uyuyan adam birden kendine gelir! İrkilir, korkar! Ama şaşkınlığı geçince karşısındaki avcıya çıkışır: Sen de kimsin be adam! Avcı cevap verme yerine elindeki kırbaçla bir daha adama vurur ve yüksek sesle bağırır: Koş soru sorma! Uyanan adam korkuyla karışık neden olduğunu bilmediği halde koşmaya başlar! Ama neden koştuğunu, avcının neden koşmasını istediğini anlamaz! Adımlarını hızla atarken bir yandan da avcıya BEDDUA yağdırır! Ama can tatlıdır ve kırbaç da çok can yakıyordur! KOŞAR! Nefes nefese kaldığı bir anda "Şu ağacın altındaki ARMUTLARI hemen ye!" diye adeta emir verir! Ağacın altındaki bütün meyveler toprağa karışmış ve çürümüştür! Adam tereddüt içinde kalınca avcı kırbaçla öncekilerden çok daha sert bir şekilde karşılık verir! Canı yanan adam eline ne geçtiyse yer! Arkadan ikinci emir gelir: Koşmaya devam! Adam koşar, koşar, koşar! Sonunda dayanamaz ve yere yığılır! Dizleri üstüne çöktüğünde yediklerinden dolayı midesi bulanır! Nabzı çok yükselir, yüzü kızarır ölecek gibidir! Ellerini yere koyarak kusmaya başlar! Ve içinde yer tutan YILANI yedikleriyle birlikte dışarı atar! Adam resmen şoke olur! BEDDUA ettiği avcı için "Allah gönderdi!" diye düşünür ve binlerce kez özür diler! Kendine gelince sormadan da edemez: Neden bana gerçeği söylemedin? Avcı elindeki kırbacı şaklatarak "Ben içinde YILAN var deseydim onunla koşabilir miydin?" İŞTE BU ADAMLA, AVCININ hikayesi TÜRKİYE gerçeğidir! Ama bilmeyiz! Öğrenemeyiz! Perdeyi yırtıp aralayamayız! Koca bir YALANLA "yılanı saklanan!" bir ülke haline getirildik! Uzun yılardır hem de! Osmanlı yıkılırken de Cumhuriyet kurulurken de YILAN İÇİMİZDEYDİ! Siz bakmayın kitapevlerinin bastığı kitaplara, adı büyük gazetelere, Hollywood'un çektiği filmlere, sahibi oldukları televizyonlara... Gerçek asla bu MİLLETE söylenmedi! Osmanlı'yı yıkan Yahudiler olduğu ve Cumhuriyet'i kurarken de başrol aldıkları hep gizlendi! Belli ailelere "Hadi siz yürüyün!" denirken de bu millet gerçeği bilmiyordu! (Alıntı) Selâm ve dua ile. Bülent Ertekin
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.