Bülent ERTEKİN
Köşe Yazarı
Bülent ERTEKİN
 

SAĞ ELİN VERDİĞİNİ...

SAĞ ELİN VERDİĞİNİ... Bir mahalle... Eski, nerede ise sıvaları dökülmüş, geçmişe meydan okuyan duruşu ile "ben buradayım tarihe ve tarihi olayların şahidiyim" der gibi. Oysa içerisi ne kadar yıkılmış, harab olmuş, viran olmuş ise içeridekilerin de o kadar umutları, yaşama sevinçleri ve şükürleri dipdiri cap canlı. Fakirlik... Fukaralık... Yalnızlık... Birisi var iken, diğeri yok... Lâkin birşey hep var... ÜMİT... Bir gün sabah ezanından sonra kapı çalınır. -Kim ooo -Açar mısınız? -Kimsinnn? - -Allah dostu. Kapı gıcırtılar eşliğinde sabahın ve günün sessizliğini bozar. -Buyur evladım? -Amca, patron bu zarfı gönderdi. - Bu nedir evladım? Zarfı uzatır. Amca zarfı alır. Açınca önce bir tane elli sonrada yüz lirayı görür. Sonra tekrar elini zarfın içine attığında paraları götür, sayar ki 1000 TL vardır. Şok olmuştur. "Olur böyle şeyler büyütmeyin canım" diyebilirsiniz. Öyle demeyin. 2019 yılındasınız. Kim; bilmediği, tanımadığı bir kimseye sabahın köründe ve ayazında zarf içinde karşılıksız para verir. -Oğlum bu kamera şakasımı? -Hayır amca. Patron gönderdi. -Kim senin patronun evladım? -Ben bilmem. -Allah razı olsun. Rabbim(c.c)size ve patronunuza bire bin, milyonlar versin evladım. Söylesen de bir arasak, teşekkür etse, Allah razı olsun evlâdım diyebilse idik. -Siz dua, sadece dua edin amca. Kapıda zarfı uzatan genç delikanlı belli ki güzel bir iş yapmanın mutluluğu içinde. -Hadi eyvallah amca. Kapıda duran yaşlı amca orada dona kalmış bir vaziyette bir zarfa birde gelen genç delikanlıya bakar. Gayrı ihtiyari ağzından - Bu olsa olsa Hızır (a.s) olsa gerek der, koşar adımlarla içeri girer. Olay; mübarek şehir İstanbul, İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde, gecekonduların çok olduğu bir ilçede geçer. Adı geçen ilçenin mahallesinde pek çok kişinin evine zarfta 1000 TL bırakılmıştır. Güzel bir davranış. Olgun... Karakterli... Seviyeli... Herşeyden önemlisi ve güzeli ise sünnet-i seniyyeye uygun, MÜSLÜMANCA bir davranış. Bu davranış bana asr-ı saadete ve altıyüz yıl hüküm sürmüş Osmanlı'daki bizzat yaşanan hadiseleri hatırlattı. SAĞ ELİN VERDİĞİNİ, SOL EL GÖRMEMELİDİR. (1) Demek ki; içimizdeki MANEVİ DUYGULAR, İNANÇ, VİCDAN ve İNSANİ DUYGULAR HALA İLK GÜN Kİ GİBİ TAPTAZE DİRİ VE CANLI. Sağolasın mahallenin Hızır babası. Sağolasın. Varolasın. İnşaallah, düşünce yapına uygun, hayır hasenat yapanların sayısı artsın. Amin Selam ve dua ile Bülent ERTEKİN Kaynak:(Buhârî, Ezân 36, Zekât 16; Müslim, Zekât 91; Tirmizî, Zühd 53; Nesâî, Kudât 2.)
Ekleme Tarihi: 15 Mart 2025 - Cumartesi

SAĞ ELİN VERDİĞİNİ...

SAĞ ELİN VERDİĞİNİ... Bir mahalle... Eski, nerede ise sıvaları dökülmüş, geçmişe meydan okuyan duruşu ile "ben buradayım tarihe ve tarihi olayların şahidiyim" der gibi. Oysa içerisi ne kadar yıkılmış, harab olmuş, viran olmuş ise içeridekilerin de o kadar umutları, yaşama sevinçleri ve şükürleri dipdiri cap canlı. Fakirlik... Fukaralık... Yalnızlık... Birisi var iken, diğeri yok... Lâkin birşey hep var... ÜMİT... Bir gün sabah ezanından sonra kapı çalınır. -Kim ooo -Açar mısınız? -Kimsinnn? - -Allah dostu. Kapı gıcırtılar eşliğinde sabahın ve günün sessizliğini bozar. -Buyur evladım? -Amca, patron bu zarfı gönderdi. - Bu nedir evladım? Zarfı uzatır. Amca zarfı alır. Açınca önce bir tane elli sonrada yüz lirayı görür. Sonra tekrar elini zarfın içine attığında paraları götür, sayar ki 1000 TL vardır. Şok olmuştur. "Olur böyle şeyler büyütmeyin canım" diyebilirsiniz. Öyle demeyin. 2019 yılındasınız. Kim; bilmediği, tanımadığı bir kimseye sabahın köründe ve ayazında zarf içinde karşılıksız para verir. -Oğlum bu kamera şakasımı? -Hayır amca. Patron gönderdi. -Kim senin patronun evladım? -Ben bilmem. -Allah razı olsun. Rabbim(c.c)size ve patronunuza bire bin, milyonlar versin evladım. Söylesen de bir arasak, teşekkür etse, Allah razı olsun evlâdım diyebilse idik. -Siz dua, sadece dua edin amca. Kapıda zarfı uzatan genç delikanlı belli ki güzel bir iş yapmanın mutluluğu içinde. -Hadi eyvallah amca. Kapıda duran yaşlı amca orada dona kalmış bir vaziyette bir zarfa birde gelen genç delikanlıya bakar. Gayrı ihtiyari ağzından - Bu olsa olsa Hızır (a.s) olsa gerek der, koşar adımlarla içeri girer. Olay; mübarek şehir İstanbul, İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde, gecekonduların çok olduğu bir ilçede geçer. Adı geçen ilçenin mahallesinde pek çok kişinin evine zarfta 1000 TL bırakılmıştır. Güzel bir davranış. Olgun... Karakterli... Seviyeli... Herşeyden önemlisi ve güzeli ise sünnet-i seniyyeye uygun, MÜSLÜMANCA bir davranış. Bu davranış bana asr-ı saadete ve altıyüz yıl hüküm sürmüş Osmanlı'daki bizzat yaşanan hadiseleri hatırlattı. SAĞ ELİN VERDİĞİNİ, SOL EL GÖRMEMELİDİR. (1) Demek ki; içimizdeki MANEVİ DUYGULAR, İNANÇ, VİCDAN ve İNSANİ DUYGULAR HALA İLK GÜN Kİ GİBİ TAPTAZE DİRİ VE CANLI. Sağolasın mahallenin Hızır babası. Sağolasın. Varolasın. İnşaallah, düşünce yapına uygun, hayır hasenat yapanların sayısı artsın. Amin Selam ve dua ile Bülent ERTEKİN Kaynak:(Buhârî, Ezân 36, Zekât 16; Müslim, Zekât 91; Tirmizî, Zühd 53; Nesâî, Kudât 2.)
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.