Mahir ADIBEŞ
Köşe Yazarı
Mahir ADIBEŞ
 

AZALAN HAYVANLAR VE MERALARIN DURUMU

AZALAN HAYVANLAR VE MERALARIN DURUMU Gidişatı biz yönlendiriyoruz yani insan!.. Tabiat bir bütündür; ziraat ile hayvancılık diye ayrı düşünülemez. Dahası ormanlar da bununla ilişkilidir. Çok daha geniş düşünürsek denizlerdeki yosunlardan, uçan kuşlardan tut bütün yaşayanların birbiriyle bağlantısı vardır. Zaman zaman tabiat olaylarının gidişatı (kurak, yağışlı, sıcak, soğuk) yaşayan canlılar üzerinde dalgalanmaya sebep olur. Geçmiş yıllarda bu durumlara rastlanıldı. En son olarak 2021-2022 kışı Anadolu’da, ahır hayvanlarında 30-35’e varan azalma oldu. Bunun sebebi gayet açık; geçen yazın kurak olması ve girdilerin (saman, ot, yem fiyatları) çok artması, hayvanlardan elde edilen ürünlerinin maliyetin altında kalmasıdır. Arkasından kış soğuklarının uzun sürmesiyle hayvanlar meraya çıkamayıp maliyetin azaltılamamasından kaynaklandı. Bu bildiğimiz bir konu lakin bunun devamını da düşünmek gerekir. Bir önceki yıl çok fazla orman yangınları yaşadık. Bizim o zamanki iddiamız eğer keçi, koyun yeterince olsaydı, taban otlarını otlayacağından yangınlar bu kadar yayılmayacaktı. Doğrudur, keçilerin azaltılması orman yangınlarını bu sebepten dolayı artırmıştır. Şimdi bundan bir ders çıkarıp bir sonraki yaz mevsimini değerlendirelim. Eğer mevsim normal geçer, bahar yağmurları yeterince yağarsa yani iyi bir bahar geçirirsek meralardaki otlar çok uzayacak. Tam da mera hayvancılığı yapılacak sene diyebiliriz. Yalnız kıştan bahara çıkarken bir yıl önce azalan hayvancılığımız daha da azalmış olarak bahara geldi. Zor durumda kalan çiftçi hayvanlarının bir kısmını elden çıkardı. Yani meralardaki otlar fazla ama onu otlayacak keçi, koyun, sığır sayısı yeterli değil. İşte bu durum, tabiatta dengelerin bozulması konusunda ciddi bir meseledir. Bu yaz mevsiminde meralarımız ve ormanlarımız daha da büyük yangın tehlikesi altında! Çünkü meralardaki otlar baharın uzayacak; arkadan çok sıcak bir yaz ile kuruyacak. Bu otlar hayvanlar tarafından yenmezse yangın için çok uygun bir bahane olacak. Yani sadece ormanlarımız değil önümüzdeki yıl meralar ve ekili tarlalarda yangın tehlikesi altında. Büyük yangınlarında biz neleri kaybedeceğiz bilen var mı? Ekili tarlaları, meraları, ormanları, börtü böceği, yaban hayvanlarını, kuşları, derelerdeki suları… Bu iş o kadarla da kalmıyor; nehirlerdeki ve denizlerdeki balıkları da zehirliyoruz. Nasıl diyeceksiniz? Anlatayım: Geniş arazi yangınlarına yakın yerlerdeki balıklarda yangından ortaya çıkan çok tehlikeli bir zehir olan “dioksin” balıklara geçer. Bu balıkları kim yerse onu yavaş yavaş zehirler. Dolayısıyla insanlara da uzun vadede ciddi bir zarar vermiş oluruz. Geçmişte Anadolu’daki köylerimizde yerli sığır ırklarımız vardı. Bunlar merayı çok iyi kullanırdı, yazın çiftçiye yük olmadan gram yem yemeden meradan idare ederdi. Koyunlarımız kar yağana kadar meradan karınlarını doyururdu. Keçilerimiz meraları çok güzel kullanırlardı. Günümüzde meralarımız var ama hayvan sayısı yeterli değil, meralarda otlar kuruyacak. Sonuç olarak: Hayvancılık politikasını yeniden ele almalıyız. Meraları şenlendirmek ve ülkemizin geleceği için mera hayvancılığını geliştirmek zorundayız. Önümüzdeki yaz aylarının çok daha fazla sıcak geçeceği söyleniyor. Geçtiğimiz kış ise yem fiyatlarından dolayı hayvanlar kesildiğinden hayvancılığımız iyice azaldı. Karnında yavruyla damızlık ineklerimiz kesime gönderildi. Merada otlayan hayvanlarımızın azalması mera yangınları için ciddi sebeplerdir. Tek çözüm meralardaki otların hayvanlar tarafından otlatılmasıdır. Hayvanların kesilmemesi için çiftçi yem konusunda ciddi desteklenmelidir. Meraların durumuna göre otlayacak hayvan sayısını yeterli duruma getirmemiz gerekir. Mahir Adıbeş
Ekleme Tarihi: 03 Nisan 2022 - Pazar

AZALAN HAYVANLAR VE MERALARIN DURUMU

AZALAN HAYVANLAR VE MERALARIN DURUMU Gidişatı biz yönlendiriyoruz yani insan!.. Tabiat bir bütündür; ziraat ile hayvancılık diye ayrı düşünülemez. Dahası ormanlar da bununla ilişkilidir. Çok daha geniş düşünürsek denizlerdeki yosunlardan, uçan kuşlardan tut bütün yaşayanların birbiriyle bağlantısı vardır. Zaman zaman tabiat olaylarının gidişatı (kurak, yağışlı, sıcak, soğuk) yaşayan canlılar üzerinde dalgalanmaya sebep olur. Geçmiş yıllarda bu durumlara rastlanıldı. En son olarak 2021-2022 kışı Anadolu’da, ahır hayvanlarında 30-35’e varan azalma oldu. Bunun sebebi gayet açık; geçen yazın kurak olması ve girdilerin (saman, ot, yem fiyatları) çok artması, hayvanlardan elde edilen ürünlerinin maliyetin altında kalmasıdır. Arkasından kış soğuklarının uzun sürmesiyle hayvanlar meraya çıkamayıp maliyetin azaltılamamasından kaynaklandı. Bu bildiğimiz bir konu lakin bunun devamını da düşünmek gerekir. Bir önceki yıl çok fazla orman yangınları yaşadık. Bizim o zamanki iddiamız eğer keçi, koyun yeterince olsaydı, taban otlarını otlayacağından yangınlar bu kadar yayılmayacaktı. Doğrudur, keçilerin azaltılması orman yangınlarını bu sebepten dolayı artırmıştır. Şimdi bundan bir ders çıkarıp bir sonraki yaz mevsimini değerlendirelim. Eğer mevsim normal geçer, bahar yağmurları yeterince yağarsa yani iyi bir bahar geçirirsek meralardaki otlar çok uzayacak. Tam da mera hayvancılığı yapılacak sene diyebiliriz. Yalnız kıştan bahara çıkarken bir yıl önce azalan hayvancılığımız daha da azalmış olarak bahara geldi. Zor durumda kalan çiftçi hayvanlarının bir kısmını elden çıkardı. Yani meralardaki otlar fazla ama onu otlayacak keçi, koyun, sığır sayısı yeterli değil. İşte bu durum, tabiatta dengelerin bozulması konusunda ciddi bir meseledir. Bu yaz mevsiminde meralarımız ve ormanlarımız daha da büyük yangın tehlikesi altında! Çünkü meralardaki otlar baharın uzayacak; arkadan çok sıcak bir yaz ile kuruyacak. Bu otlar hayvanlar tarafından yenmezse yangın için çok uygun bir bahane olacak. Yani sadece ormanlarımız değil önümüzdeki yıl meralar ve ekili tarlalarda yangın tehlikesi altında. Büyük yangınlarında biz neleri kaybedeceğiz bilen var mı? Ekili tarlaları, meraları, ormanları, börtü böceği, yaban hayvanlarını, kuşları, derelerdeki suları… Bu iş o kadarla da kalmıyor; nehirlerdeki ve denizlerdeki balıkları da zehirliyoruz. Nasıl diyeceksiniz? Anlatayım: Geniş arazi yangınlarına yakın yerlerdeki balıklarda yangından ortaya çıkan çok tehlikeli bir zehir olan “dioksin” balıklara geçer. Bu balıkları kim yerse onu yavaş yavaş zehirler. Dolayısıyla insanlara da uzun vadede ciddi bir zarar vermiş oluruz. Geçmişte Anadolu’daki köylerimizde yerli sığır ırklarımız vardı. Bunlar merayı çok iyi kullanırdı, yazın çiftçiye yük olmadan gram yem yemeden meradan idare ederdi. Koyunlarımız kar yağana kadar meradan karınlarını doyururdu. Keçilerimiz meraları çok güzel kullanırlardı. Günümüzde meralarımız var ama hayvan sayısı yeterli değil, meralarda otlar kuruyacak. Sonuç olarak: Hayvancılık politikasını yeniden ele almalıyız. Meraları şenlendirmek ve ülkemizin geleceği için mera hayvancılığını geliştirmek zorundayız. Önümüzdeki yaz aylarının çok daha fazla sıcak geçeceği söyleniyor. Geçtiğimiz kış ise yem fiyatlarından dolayı hayvanlar kesildiğinden hayvancılığımız iyice azaldı. Karnında yavruyla damızlık ineklerimiz kesime gönderildi. Merada otlayan hayvanlarımızın azalması mera yangınları için ciddi sebeplerdir. Tek çözüm meralardaki otların hayvanlar tarafından otlatılmasıdır. Hayvanların kesilmemesi için çiftçi yem konusunda ciddi desteklenmelidir. Meraların durumuna göre otlayacak hayvan sayısını yeterli duruma getirmemiz gerekir. Mahir Adıbeş
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.