PKK-KCK’nın Yeni Stratejisi!
<p><em>“Bu ümitsiz, bu ütopyasız, bu vicdansız maddi uygarlığa karşı en özgür duruş, bahar ırmakları gibi coşkuyla ülkeye yönelmektir; hiç tereddüt etmeden mücadele saflarında aktif olarak yerini almaktır...”</em></p>
<p>Bu ifadeler, şu an Kandil’de bulunan ve bir zamanlar Kürt sorununun çözümü için sivil siyaset yapan (!) DTP Genel Başkanlığı yapmış Nurettin Demirtaş’a ait. HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın kardeşi Nurettin Demirtaş.</p>
<p>PKK’nın Avrupa’daki yayın organlarından Yeni Özgür Politika Gazetesi’nde 18 Mart 2016 tarihinde <strong>“Avrupa Araf’ındaki Gençliğe”</strong> başlığıyla yayınlanan yazısında Demirtaş, Kandil’in dayattığı hendek ve barikat stratejisine yeterli destek vermeyen Avrupa’daki Kürt gençleri eleştiriyor.</p>
<p>PKK’nın hendek ve barikat stratejisini “öze dönüş” (!) olarak gören ve Avrupa’dan örgüt saflarına katılan bir zavallının <em>“Avrupa’daki gençlerimiz duygusuz değildir. Aksine büyük duygulara sahiptir. Yeter ki ülkede yaşananların farkına varsınlar, kimse onları tutamaz. Bu nedenle gençlerimiz YPS direnişini örnek almalı ve hiç zaman kaybetmeden saflara katılmalıdır”</em> sözleri üzerinden Kürt gençlerini ajite etmeye çalışan Nurettin Demirtaş acaba insani özüne ne zaman dönecektir.</p>
<p>Şehir merkezlerine kazdıkları hendeklere gömülen, bölgedeki Kürtlerin büyük bir kısmını yerinden ve yurdundan eden, Kürtlerin çocuklarının kanını emen PKK’nın bu ve benzeri çağrılar yaparak, daha fazla gencin ölümü ve kanı üzerinden hayata tutunmaya çalışması doğaldır.</p>
<p>Terör örgütü PKK açısından bakıldığında, evet, örgüt ideolojisini yansıtan sosyolojik bir analiz ancak ideolojik alt yapısı olmayan ve duygusal düzeyde PKK’ya sempati beslemeyen Kürt gençleri üzerinde etkin olamayacak bir yazı. Avrupa’daki Kürt gençleri, realiteyi biliyor, görüyor ve okuyorlar. Dolayısıyla ideolojisi “ölmek ve öldürmek” olan, kendi halkına zarar vermekten başka bir işe yaramayan PKK’ya mesafeli durmaktadırlar.</p>
<p>Sadece Demirtaş değil, KCK üst düzey yöneticilerinin son dönemlerdeki açıklamalarına bakıldığında, devletin PKK ile mücadeledeki kararlı tutumuna paralel, PKK’nın da Türkiye’nin terörle mücadelesini boşa çıkartacak (!) silahlı mücadeleye devam ettireceğine yönelik demeçler vermektedirler.</p>
<p>KCK üst düzey yöneticilerinin açıklamaların ortak noktaları:</p>
<p>-Kandil’in ve PKK’nın Avrupa kanadının, kurtuluş reçetesi olarak bir kez daha Öcalan’ı görmüş olmaları. (Geniş bilgi için: <a href="http://mehmetmemdoglu.blogspot.com.tr/2016/01/aihmin-son-karar-ve-kandilin-ocalan-kozu.html">http://mehmetmemdoglu.blogspot.com.tr/2016/01/aihmin-son-karar-ve-kandilin-ocalan-kozu.html</a>)</p>
<p>-Çözüm sürecine dönülmesi için üçüncü bir ülkenin masada bulunması talebi. (Hâlbuki çözüm sürecinin devam ettiği dönemlerde bile, başta Cemil Bayık olmak üzere; KCK üst düzey yöneticileri üçüncü göz olarak ABD’yi işaret etmişlerdi. KCK üst düzey yöneticilerinin gözlemci ülke için -ittifakla- ABD’yi işaret etmesi, ABD’nin PKK ve PYD’ye desteğini bir kez daha açığa çıkarmıştır.</p>
<p>-Suriye’de kanton bölgeler elde eden PYD’nin, ABD ve Rusya tarafından desteklenmesinin PKK’yı cesaretlendirdiği.</p>
<p>-Türkiye’nin PKK’ya yönelik mücadelesini itibarsızlaştırmaya yönelik propaganda ve psikolojik faaliyetlerini arttırarak devam ettirdiği. “Devlet Kürtleri ve Alevileri katlediyor” yalanından sonra <strong>“devletin Kürt siyasetçiler üzerindeki baskılarını arttırarak bu kez de Kürtler ve Aleviler üzerinde siyasi soykırım</strong> uyguladığı” iddiaları.</p>
<p>-HDP’li milletvekillerinin “teröre destek” verdikleri iddiasıyla başlayan ve Başbakan Davutoğlu’nun “Tüm dosyaları kapsasın” çağrısı sonrasında, AK Parti’nin TBMM’ye sunduğu dokunulmazlık teklifine MHP ve CHP’nin de destek vereceklerini açıklamalarının ardından <strong>“HDP’ye oy vermiş tüm kesimler siyasetin dışına itilmek isteniyor”</strong> propagandası üzerinden kamuoyunda “mağduriyet” algısı oluşturma.</p>
<p>PKK-KCK-Kandil’in yurt içindeki ve yurt dışındaki tüm bileşenlerinin, her şeye rağmen; Leninizmin çizgisini yansıtan Lenin’in; <strong><em>“eylemde birlik, eleştiri ve tartışmada özgürlük”</em> </strong>söylemine sadık kalmaya devam etmektedirler.</p>
<p> </p>
<p> </p>
<p> </p>
Ekleme
Tarihi: 19 Nisan 2016 - Salı
PKK-KCK’nın Yeni Stratejisi!
<p><em>“Bu ümitsiz, bu ütopyasız, bu vicdansız maddi uygarlığa karşı en özgür duruş, bahar ırmakları gibi coşkuyla ülkeye yönelmektir; hiç tereddüt etmeden mücadele saflarında aktif olarak yerini almaktır...”</em></p>
<p>Bu ifadeler, şu an Kandil’de bulunan ve bir zamanlar Kürt sorununun çözümü için sivil siyaset yapan (!) DTP Genel Başkanlığı yapmış Nurettin Demirtaş’a ait. HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın kardeşi Nurettin Demirtaş.</p>
<p>PKK’nın Avrupa’daki yayın organlarından Yeni Özgür Politika Gazetesi’nde 18 Mart 2016 tarihinde <strong>“Avrupa Araf’ındaki Gençliğe”</strong> başlığıyla yayınlanan yazısında Demirtaş, Kandil’in dayattığı hendek ve barikat stratejisine yeterli destek vermeyen Avrupa’daki Kürt gençleri eleştiriyor.</p>
<p>PKK’nın hendek ve barikat stratejisini “öze dönüş” (!) olarak gören ve Avrupa’dan örgüt saflarına katılan bir zavallının <em>“Avrupa’daki gençlerimiz duygusuz değildir. Aksine büyük duygulara sahiptir. Yeter ki ülkede yaşananların farkına varsınlar, kimse onları tutamaz. Bu nedenle gençlerimiz YPS direnişini örnek almalı ve hiç zaman kaybetmeden saflara katılmalıdır”</em> sözleri üzerinden Kürt gençlerini ajite etmeye çalışan Nurettin Demirtaş acaba insani özüne ne zaman dönecektir.</p>
<p>Şehir merkezlerine kazdıkları hendeklere gömülen, bölgedeki Kürtlerin büyük bir kısmını yerinden ve yurdundan eden, Kürtlerin çocuklarının kanını emen PKK’nın bu ve benzeri çağrılar yaparak, daha fazla gencin ölümü ve kanı üzerinden hayata tutunmaya çalışması doğaldır.</p>
<p>Terör örgütü PKK açısından bakıldığında, evet, örgüt ideolojisini yansıtan sosyolojik bir analiz ancak ideolojik alt yapısı olmayan ve duygusal düzeyde PKK’ya sempati beslemeyen Kürt gençleri üzerinde etkin olamayacak bir yazı. Avrupa’daki Kürt gençleri, realiteyi biliyor, görüyor ve okuyorlar. Dolayısıyla ideolojisi “ölmek ve öldürmek” olan, kendi halkına zarar vermekten başka bir işe yaramayan PKK’ya mesafeli durmaktadırlar.</p>
<p>Sadece Demirtaş değil, KCK üst düzey yöneticilerinin son dönemlerdeki açıklamalarına bakıldığında, devletin PKK ile mücadeledeki kararlı tutumuna paralel, PKK’nın da Türkiye’nin terörle mücadelesini boşa çıkartacak (!) silahlı mücadeleye devam ettireceğine yönelik demeçler vermektedirler.</p>
<p>KCK üst düzey yöneticilerinin açıklamaların ortak noktaları:</p>
<p>-Kandil’in ve PKK’nın Avrupa kanadının, kurtuluş reçetesi olarak bir kez daha Öcalan’ı görmüş olmaları. (Geniş bilgi için: <a href="http://mehmetmemdoglu.blogspot.com.tr/2016/01/aihmin-son-karar-ve-kandilin-ocalan-kozu.html">http://mehmetmemdoglu.blogspot.com.tr/2016/01/aihmin-son-karar-ve-kandilin-ocalan-kozu.html</a>)</p>
<p>-Çözüm sürecine dönülmesi için üçüncü bir ülkenin masada bulunması talebi. (Hâlbuki çözüm sürecinin devam ettiği dönemlerde bile, başta Cemil Bayık olmak üzere; KCK üst düzey yöneticileri üçüncü göz olarak ABD’yi işaret etmişlerdi. KCK üst düzey yöneticilerinin gözlemci ülke için -ittifakla- ABD’yi işaret etmesi, ABD’nin PKK ve PYD’ye desteğini bir kez daha açığa çıkarmıştır.</p>
<p>-Suriye’de kanton bölgeler elde eden PYD’nin, ABD ve Rusya tarafından desteklenmesinin PKK’yı cesaretlendirdiği.</p>
<p>-Türkiye’nin PKK’ya yönelik mücadelesini itibarsızlaştırmaya yönelik propaganda ve psikolojik faaliyetlerini arttırarak devam ettirdiği. “Devlet Kürtleri ve Alevileri katlediyor” yalanından sonra <strong>“devletin Kürt siyasetçiler üzerindeki baskılarını arttırarak bu kez de Kürtler ve Aleviler üzerinde siyasi soykırım</strong> uyguladığı” iddiaları.</p>
<p>-HDP’li milletvekillerinin “teröre destek” verdikleri iddiasıyla başlayan ve Başbakan Davutoğlu’nun “Tüm dosyaları kapsasın” çağrısı sonrasında, AK Parti’nin TBMM’ye sunduğu dokunulmazlık teklifine MHP ve CHP’nin de destek vereceklerini açıklamalarının ardından <strong>“HDP’ye oy vermiş tüm kesimler siyasetin dışına itilmek isteniyor”</strong> propagandası üzerinden kamuoyunda “mağduriyet” algısı oluşturma.</p>
<p>PKK-KCK-Kandil’in yurt içindeki ve yurt dışındaki tüm bileşenlerinin, her şeye rağmen; Leninizmin çizgisini yansıtan Lenin’in; <strong><em>“eylemde birlik, eleştiri ve tartışmada özgürlük”</em> </strong>söylemine sadık kalmaya devam etmektedirler.</p>
<p> </p>
<p> </p>
<p> </p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.