Nazile Şanal
Köşe Yazarı
Nazile Şanal
 

Mü’minler Bir Vücudun Azaları gibidir

Mü’minler Bir Vücudun Azaları gibidir “Mü’minler birbirini sevmekte, birbirini acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler.Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvları da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutunurlar.” (Buhari edep 27, Müslim,Bir 66.( Bu hadisi şeriften anlaşılan şudur ki; mü’minlerin birbirlerini sevmede, merhamette, korumada gözetmede bu son derece üstün nitelikli işlerde yardımcı olmalarıdır. Mü’minin bir vücuda benzetilmesinde ki amaç açısından vurgulamak oldukça önemlidir Öncelikle bir “hekim değiliz”ama insanın kendisini ve fonksiyonlarını iyi tanımalı ki doğal olan da budur, her türlü tehlikeden kendisini koruyabilme açısından. Herkes hatırlar şu ilkokul yıllarımızda, öğretmenlerin öğrenip, öğretebildikleri, kara tahtaya mis kokulu tebeşirle ilmek ilmek çizdikleri ve bizlerin de hafızalarından silinmeyen, vücuttaki organların fonksiyonlarıyla bir giriş yapalım. Ve bu makina konumundaki vücudumuzun hangi aşamalarda sağlıklı olabileceğini görmek isabetli olacaktır; hadisi şerifin ışığında. Hepimiz biliyoruz ki vücudumuzda bir kalp, bir beyin, bir mide, kaslar, sinirler atar ve toplar damarlar ve benzer uzuvlar vardır. Ve yine biliriz ki, yediğimiz gıdalar midemize iner oradan bağırsaklara geçer, buradan da bunların öz suları karaciğere ve bütün toplar damara akarak orada bulunan kana karışır, böylece kanın miktarını arttırır. Kalbin nasıl çalıştığını, toplardamarların ana toplardamarlardan kalbin sağ yanına nasıl aktığını, oradan akciğer atar damarı denilen damar yolu ile akciğere geçtiğini tabiki en iyi bilen alanında uzmanlaşmış hekimlerimizdir elbette. Eğer ki vücudun organları fonksiyonlarını yerine getirmediği taktirde vücudun hasta olduğunu ve hastalığında uykusuzluk ve başka sıkıntılara yol açtığını da hem hastalar hemde hekimler bilir. Bizim mütaala etmeye çalıştığımız, vahiyle inşa olmuş, sevgili Peygamberimizin mü’mini vücuda organlarına benzetmesinden çıkaracağımız derslerdir. Ve ancak sünnetullaha uyarsak sağlam bir toplumun inşaasına katkımız olacaktır ve bu da mümkündür Allah’ın izniyle. Nasıl mı diyemeyiz çünkü formül gayet açık ve net. Bir vücut gibi her birimiz vücudun organları gibi fonsiyonlarımızı azami ölçüde işlevliğini daim kılarak aksatmadan, ben, sen, şu, bu demeden, nimet külfet hesabı yapmadan her birey üzerine düşen vazifeyi yerine getirirse elbette düştüğümüz gaflet çukurundan kurtulabiliriz. Bırakalım ilaç sektörlerini ve başka alanlarda nemalananların değirmenine su taşımayı da bataklığı kurutalım. Üzerimizde suyunu taşıdığımız değirmen taşını döndürüp ümmeti ezmesinler ezdirmeyelim. Vebaldir... Günahtır! Masum ayak oyularına gelinmemeli. Başka bir makalemin başlığıydı. Evliyadan da, eşkiyadan da sorumlu olduğumuzu unutmayalım. Efendimizin "zalime de, mazluma da yardım edin" sözünün karşısında ashabın "nasıl ya Rasulallah?" sorusuna, Sevgili Peygamberimizin cevabı oldukça manidar ve hayatidir, ”Zalimin elini, mazlumun üzerinden çekerseniz her ikisine de yardım etmiş olursunuz” buyurmuşlardır. Artık Allah’ın ayetlerini, Resulümüzün sünnetlerini oylaşma, nemalanma aracı olmaktan çıkarıp içselleştirip ete kemiğe büründürme vakti çoktan gelmiş geçip gitmektedir. Zamana yemin eden Rabbimiz bize hüsranı hatırlatıyor. Ancak iman edip salih amel işleyenlere kurtuluş vadediyor. Ve o zaman hızla akıp gidiyor. Hangisine talipsek o çıkacak karşımıza. Rabbimiz salihler zümresinden eylesin. Vatan millet sevdalısı adanmış kıymetli evladımızın adaylık manifestosunda, düşmana korku, dosta güven veren birçok gün görmemiş ayağı yer basan vaatlerinin yanında şu cümleler yer alıyordu: ”Felçli bir vucudu ayağa kaldıracağız”derken inanarak söylüyordu! Henüz kısmet olmadı, belki de oldurulmadı, Rahmetli Erbakan hocamızın deyimiyle, içerden ve dışardan mihraklar aracılığıyla. Ancak bu olmayacak anlamına gelmiyor zaman en iyi ilaçtır. İsteriz ki bu vücudu hep birlikte kaldıralım ayağa çomak sokmak yerine bir vücudun organları gibi görevimizi hakkıyla yerine getirelim, sünnettullaha uyup hem ecir kazanalım, hem de içinde bulunduğumuz zilletten kurtulup kurtaralım Vesselam Nazile ŞANAL.
Ekleme Tarihi: 05 Eylül 2022 - Pazartesi

Mü’minler Bir Vücudun Azaları gibidir

Mü’minler Bir Vücudun Azaları gibidir “Mü’minler birbirini sevmekte, birbirini acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler.Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvları da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutunurlar.” (Buhari edep 27, Müslim,Bir 66.( Bu hadisi şeriften anlaşılan şudur ki; mü’minlerin birbirlerini sevmede, merhamette, korumada gözetmede bu son derece üstün nitelikli işlerde yardımcı olmalarıdır. Mü’minin bir vücuda benzetilmesinde ki amaç açısından vurgulamak oldukça önemlidir Öncelikle bir “hekim değiliz”ama insanın kendisini ve fonksiyonlarını iyi tanımalı ki doğal olan da budur, her türlü tehlikeden kendisini koruyabilme açısından. Herkes hatırlar şu ilkokul yıllarımızda, öğretmenlerin öğrenip, öğretebildikleri, kara tahtaya mis kokulu tebeşirle ilmek ilmek çizdikleri ve bizlerin de hafızalarından silinmeyen, vücuttaki organların fonksiyonlarıyla bir giriş yapalım. Ve bu makina konumundaki vücudumuzun hangi aşamalarda sağlıklı olabileceğini görmek isabetli olacaktır; hadisi şerifin ışığında. Hepimiz biliyoruz ki vücudumuzda bir kalp, bir beyin, bir mide, kaslar, sinirler atar ve toplar damarlar ve benzer uzuvlar vardır. Ve yine biliriz ki, yediğimiz gıdalar midemize iner oradan bağırsaklara geçer, buradan da bunların öz suları karaciğere ve bütün toplar damara akarak orada bulunan kana karışır, böylece kanın miktarını arttırır. Kalbin nasıl çalıştığını, toplardamarların ana toplardamarlardan kalbin sağ yanına nasıl aktığını, oradan akciğer atar damarı denilen damar yolu ile akciğere geçtiğini tabiki en iyi bilen alanında uzmanlaşmış hekimlerimizdir elbette. Eğer ki vücudun organları fonksiyonlarını yerine getirmediği taktirde vücudun hasta olduğunu ve hastalığında uykusuzluk ve başka sıkıntılara yol açtığını da hem hastalar hemde hekimler bilir. Bizim mütaala etmeye çalıştığımız, vahiyle inşa olmuş, sevgili Peygamberimizin mü’mini vücuda organlarına benzetmesinden çıkaracağımız derslerdir. Ve ancak sünnetullaha uyarsak sağlam bir toplumun inşaasına katkımız olacaktır ve bu da mümkündür Allah’ın izniyle. Nasıl mı diyemeyiz çünkü formül gayet açık ve net. Bir vücut gibi her birimiz vücudun organları gibi fonsiyonlarımızı azami ölçüde işlevliğini daim kılarak aksatmadan, ben, sen, şu, bu demeden, nimet külfet hesabı yapmadan her birey üzerine düşen vazifeyi yerine getirirse elbette düştüğümüz gaflet çukurundan kurtulabiliriz. Bırakalım ilaç sektörlerini ve başka alanlarda nemalananların değirmenine su taşımayı da bataklığı kurutalım. Üzerimizde suyunu taşıdığımız değirmen taşını döndürüp ümmeti ezmesinler ezdirmeyelim. Vebaldir... Günahtır! Masum ayak oyularına gelinmemeli. Başka bir makalemin başlığıydı. Evliyadan da, eşkiyadan da sorumlu olduğumuzu unutmayalım. Efendimizin "zalime de, mazluma da yardım edin" sözünün karşısında ashabın "nasıl ya Rasulallah?" sorusuna, Sevgili Peygamberimizin cevabı oldukça manidar ve hayatidir, ”Zalimin elini, mazlumun üzerinden çekerseniz her ikisine de yardım etmiş olursunuz” buyurmuşlardır. Artık Allah’ın ayetlerini, Resulümüzün sünnetlerini oylaşma, nemalanma aracı olmaktan çıkarıp içselleştirip ete kemiğe büründürme vakti çoktan gelmiş geçip gitmektedir. Zamana yemin eden Rabbimiz bize hüsranı hatırlatıyor. Ancak iman edip salih amel işleyenlere kurtuluş vadediyor. Ve o zaman hızla akıp gidiyor. Hangisine talipsek o çıkacak karşımıza. Rabbimiz salihler zümresinden eylesin. Vatan millet sevdalısı adanmış kıymetli evladımızın adaylık manifestosunda, düşmana korku, dosta güven veren birçok gün görmemiş ayağı yer basan vaatlerinin yanında şu cümleler yer alıyordu: ”Felçli bir vucudu ayağa kaldıracağız”derken inanarak söylüyordu! Henüz kısmet olmadı, belki de oldurulmadı, Rahmetli Erbakan hocamızın deyimiyle, içerden ve dışardan mihraklar aracılığıyla. Ancak bu olmayacak anlamına gelmiyor zaman en iyi ilaçtır. İsteriz ki bu vücudu hep birlikte kaldıralım ayağa çomak sokmak yerine bir vücudun organları gibi görevimizi hakkıyla yerine getirelim, sünnettullaha uyup hem ecir kazanalım, hem de içinde bulunduğumuz zilletten kurtulup kurtaralım Vesselam Nazile ŞANAL.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.